Yeni kurulan partilerden daha parti büyüyüp "ele gelmeden" edilen istifalar çok eğlencelidir...
Ve de hazindir...
Umduğunu bulamayanlar, hayal kırıklığına sıfır noktasından da değil, eksiden kapılanlar...
Olay arayan basın bunları "deprem" diye pazarlıyor. (Gerçek depreme de "korkutan deprem" diyorlar.)
Deprem meprem olduğu yok...
Çünkü bu ayrılıklar kimsenin umurunda değildir, en başta o partinin.
Bazıları da ancak birileri istifa ederse hatırlanabiliyor.
İşte Memleket Partisi'nin taşra örgütlerinden biri kopmuş... Partinin yönetim tarzını beğenmemişler...
Hangi partiydi o?
Muharrem... Muharrem...
***
Muharrem İnce de, "Benden hiçbir şey olmaz" mesajını ısrarla ve ısrarla vermeyi sürdürüyor. (Mahmut Övür kardeşim, kulakların çınlasın.) Bir televizyon programına çıkmış.
Medya kendisine ambargo uyguladığı için bundan böyle "arkasını dönerek oturacağını" beyan etmişti fakat nedense önünü dönmüş.
Satacak başka malları olmadığı için geçmişte yaşayan Kemalistler gibi (o da onlardan biridir), Muharrem İnce de bir türlü 2018 seçimlerinden kopup günümüze gelemedi.
Gene ah vah, hep ah vah...
Gazeteciye, "Hemşerim bana bunları sormayın artık, projelerimi sorun" da diyemiyor, çünkü yok.
Yenilgi sarhoşu olan İnce'nin, bir de kazansa kimbilir zafer sarhoşluğu nasıl geçecek...
Bana haksızlık ettiler... Partim benim arkamda durmadı... Oylarıma sahip çıkmadılar...
Ben o gece sarhoş olmadım, sarhoş diye adımı çıkardılar... İkinci tura kaldık diye yalan söylediler... Para harcamadılar... Kurultayda beni memişhane kapısına oturttular... Aslında o seçim gecesi istifa etmeliydim... Yok yok, Kemal Bey bana "Gel bakalım Muharrem" dediği zaman istifa etmeliydim... Allah bilir bana oy da vermemişlerdir bunlar...
Başka bir şey dediği yok.
Bu söyledikleri doğru mudur? Elhak doğrudur.
Ama artık sıktı, kabak tadı verdi.
"Mağduru" oynamayı çok sevdi ama bununla oy alınmaz.
O da alamayacak zaten.
Büyük havalarla ortaya çıktı, yüzde 1'de çakıldı kaldı.
Diğer "büyük adamlıkları kendilerinden menkul büyük adamlar" da aynı yüzdelerde geziniyorlar.
"CHP'den şöyle bir yüzde 10 falan götürür" diyorduk, bendeniz daha gerçekçi olma telaşıyla "yüzde 5" demiştim, hiç oralara bile ulaşabilmiş değildir.
Program yok, peki kadro?
Şu partide bana Muharrem'den başka bir tek tanınmış kişi gösterebilir misiniz?
Hani "gölge kabine" falan... Kazanırsam falanca bakanım şudur, filanca bakanım budur...
Yok böyle bir şey.
Bak, Mustafa Sarıgül'ün bile yanında eski kadrosundan Monik diye bir hanım var, senin Anjelik'lerin, Surpik'lerin nerede?
Ortaya "bir şey" koymazsan sana niçin oy verelim Muharrem, biz manyak mıyız?