Ülkemizde türlü çeşitli muhalif yazar var...
Amerikan ajanları... Kürtçüler... Ankara kazmaları... Psikopatlar... Otuzlu yılları, otuzlu yılların gerçekte ne olduğunu bilmeden özleyen Kemalistler... Kalem esnafı...
Dış kapının mandalı bir de "Meral Hanımcılar" var.
Bunlar uzun süredir "erken seçim" diye bastırıyorlar.
İkiye ayrılıyorlar: Meral Hanım öyle ister göründüğü için açıkça isteyenler ve "Erdoğan herhalde yapar" diye remil atanlar. Eh, bir de "ben dememiş miydim" demeye hazırlanan çakallar.
İYİ Parti'nin de Meral Hanım'ın da oyu öldür Allah ne uzuyor ne kısalıyor ama onlar bekliyorlar.
Bunlar, Kürt milliyetçileriyle gizli ya da açık "ittifak" halinde Türk milliyetçileri.
Aslında konumları "Devlet Bahçeli'ye duydukları gıcıkla" belirleniyor...
Şimdi, erken seçim balonunu çok da fazla uçuramayacaklarını anlayan bazıları, yeni bir "Sabih Kanadoğlu atraksiyonuna" yöneldiler.
Yani, Erdoğan'ın adaylığını tartışma konusu yapma ve belki de engelleme çabası.
Çünkü, koyarsa kazanır, bunu biliyorlar.
***
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz
Erdoğan'ın iki dönem cumhurbaşkanlığı yaptığını ve üçüncü bir dönem yapamayacağını söylüyorlar.
Evet,
Anayasa bu konuda gayet açık ve seçik.
Ne ki bu hüküm, Anayasa'nın "
yürürlüğe girdiği tarihten itibaren" geçerlidir.
Bugün yürürlükte olan Anayasa, 16 Nisan 2017 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Erdoğan, 28 Ağustos 2014 tarihinde yemin ederek cumhurbaşkanı oldu. Yani, "
eski Anayasa'ya" göre!
2018'de bu sefer yeni Anayasa'ya göre kazandı.
Demek ki ancak bir dönem başkanlık yapıyor ve yapmış olacak, yeni Anayasa altında.
Ve 2023'te ikinci bir dönem için adaylığını koyma hakkı var.
"
Yok" diyorlar Meralciler.
Bir Anayasa yürürlüğe girince eskisi "
kadük" olur.
"
Biz eskisini tanırız, ona göre hareket ederiz" diyemezsiniz.
Hiçbir kanun "
makabline şamil" değildir ve olamaz.
Örneğin, Atatürk'ün cumhurbaşkanlığını tartışma konusu yapamazsınız!
Atatürk, 1923, 1927, 1931 ve 1935 seçimleriyle oluşan Meclis'in kararıyla üstüste dört kere cumhurbaşkanı seçilmiştir. O zaman geçerli olan Anayasa'ya göre.
İnönü, 1938, 1939, 1943 ve 1946 yıllarında gene dört kere cumhurbaşkanı olmuştur.
Celal Bayar da 1950, 1954 ve 1957'de üç kere.
Bugünkü ölçülere göre yok mu sayacaksınız, bunlar yasa dışı mı olacaklar?
O zaman öyleydi, şimdi böyle.
Örneğin eski Anayasa'ya göre
Abdullah Gül'ün ikinci bir kere seçilmesi yasaktı, şimdi serbesttir. Adaylığını koyarsa ikinci değil "
birinci hakkını" kullanmış olacaktır.
Demirel hayatta olsaydı şimdi o da şansını deneyebilirdi...
Evet, bu durumda Erdoğan üç dönem başkanlık etmiş olur ama yürürlükte olmayan eski Anayasa'ya göre, yani bunun bir anlamı yoktur.
***
Onun için, gelin siz hesabınızı 2028'e göre yapın.
2028'de Erdoğan adaylığını koyamaz, bu açıdan rahatsınız.
Fakat sizi hep suya götürüp susuz getiren Erdoğan size gene bir madik atarsa...
Diyelim 2027 ortalarında, Meclis'te yeterli çoğunluğu da bulursa, ya Anayasa'nın o maddesinin o cümlesini değiştiriverirse? Halk da bunu onaylarsa?
Cumhurbaşkanlığına aday olma sayısındaki kısıtlamayı kaldırırsa?
Ne yapacaksınız? "
Tanımayız" mı diyeceksiniz?