Açığın varsa efelenmeyeceksin.
Bir şekilde bulurlar, üstüne gelirler.
"Nasıl olsa bana kimse dokunamaz" demeyeceksin, darbeni tutturamazsan dokunurlar.
Alçaklara kar yağıyor üşüyeceksin, sen bu işin sonunu düşüneceksin.
Bir zamanlar sıkı solcu geçinen sonradan görme faşistlerin maşallah hemen hepsinde birer ya da ikişer "kaçak villa" çıkıyor...
Apartman katında yaşayamıyorlar, daral geliyor olmalı. İlle de "müstakil" villa.
Üstünde kimse olmayacak ki balkondan çarşaf silkeleyemesin...
Bir "eski zenginler" var, eski dediğim otuz yıllık falan. Kimisinin Boğaz sırtlarında özel havuzlu villası, kimisinin Connecticut eyaletinde evi.
Adam çalışmış kazanmış, it oğlu it, sen de çalış sen de kazan...
Bunlar "legale" çıkmışlar, bir de yeni zengin kaçakçılar var. Emekçi kardeşler.
Hadi diyelim ki bunlardan biri parayı "keriz silkeleyerek" kazandı, ya ötekiler?
Pek öyle kitapla mitapla "kazanılır" bir para da değil ha...
Milyonlar havada uçuşuyor. En hafifi otuz milyon papelmiş.
Eskiden "atadan dededen varlıklıyım" ya da "karım zengin, ne olmuş yani" derlerdi, artık hiçbir şey söyleme gereğini duymuyorlar.
Villalar dört yüz metrekarenin üstü.
İç havuz, dış havuz, spor salonu, pergolalı teras, "müştemilatı" da var.
Bodrum katı, çocuk dairesi, misafir dairesi, hizmetçi dairesi falan...
"Tadilat ve tamirat" yapıyoruz ayağından, ucundan kıyısından ufak ufak büyütüyorlar da villayı.
Ne hikmetse bu villalar da genellikle SİT alanında...
Belediye yemiş.
Yok yahu, rüşvet almış demedik, yanılmış yani...
Amerikan filmlerindeki gibi yüksek duvarlı, demir kapılı, korunaklı...
Aman, sonra biri görür de "bu ne biçim solcu" deyiverir.
Sarmaşık da sardır, pek yakışır. Mor salkımı unutma.
Üzülme, şimdi kışkışlıyorlar ama Fetullah gelirse sen de villana geçer, göğsünü gere gere oturursun.
Şimdi yıkıyorlar, Akın İpek de döner gelir, sana yenisini yapıverir şıpın işi.

***