Kemal Kılıçdaroğlu tarihçi değildir ama tarihi yeniden yazar.
"SSK müdürlüğünden emekli memurun yazacağı tarih de işte o kadar olur" diyebilirsiniz ama yanılıyorsunuz.
Kemal Bey tarihçilerimizin önünde yeni ufuklar açmıştır. O ufuklar bir daha kapatılamamıştır.
Hemen her konuyu "tarihçilere bırakalım" demeyi biliyorsunuz ya, işte Kemal Bey'e bırakınca böyle oluyor.
Bakın neler oluyor?
Kemal Bey, önce "Atatürk'ün Köy Enstitüleri'ni kurarak işe başladığını" keşfetti.
Gerçi Atatürk 1938'de ölmüş, Köy Enstitüleri 1940'ta kurulmuştu ama Kemal Bey yaptığı derin arşiv çalışmalarıyla işin aslını ortaya çıkarmıştı.
Kemal Bey, giderek, Atatürk'ün iddia edildiği gibi 1938'de ölmediğini de ispatladı.
Çünkü Kemal Bey'e sorarsanız Atatürk "kırklı yıllarda" birtakım kanunlar çıkarmıştı...
Herhalde Atatürk, asıl, 1950'de halkın oylarıyla karşıdevrim olunca ve Atatürk'ün başbakanı Celal Bayar iktidara gelince ölmüş olmalıydı...
Aman iyi ki ana muhalefet lideri olarak kaldı ve kalacak... Bir de iktidara gelseydi "Yunan ordusunun Ankara'yı yakıp yıktığını" bile söyleyebilirdi.
Bunu söyleyen başbakan da görmedik mi?
***
Kemal Bey şimdi dış politika tarihine de el attı.***
Kemal Bey'in mangalında köfteler...
Çok içme Kemal Bey, bırak artık muhabbeti...
Ha gayret, Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u aldığı tezini de çürüt.
İstanbul'u Atatürk almış olsun, sen de tarihe geç.
***
Neye niyet neye kısmet
"Cumhurbaşkanı olsaydım Çankaya Köşkü'nde tülbent müzesi açacaktım. Olamayınca müzeyi partimizde kurduk." Meral Akşener