Hani bir zamanlar, tren kazasında, vücudunun yarısı dışarıda yarısı vagonun altında kalmış insanlara mikrofon uzatanlar vardı:
"Şu anda neler hissediyorsunuz?"
Ya da sorarlardı:
"Acı var mı, acı?"
Hani bir zamanlar pek tartışılırdı, gazeteci bir kazaya ya da bir saldırıya şahit olduğu zaman olayın fotoğrafını mı çekmeli yoksa mağdura yardım mı etmeli?
Gazeteci genellikle lumpen olduğu için resim çekmekle yetinir, o arada yaralı da ölebilirdi... Önemli olan bir hayat kurtarmak değil, şefinden aferin almaktı.
Hatta şöyle bir tanım da vardı:
"Gazeteci eşini yatakta başka bir erkekle yakaladığı zaman önce bunun resmini çeken adamdır!" Bununla iftihar eden dümbükler bile vardı.
Şimdi herkesin elinde bir kamera olduğu için, lumpenler artık bunları tartışmıyorlar.
Fotoğrafı da aştılar, video çekiyorlar.
Internet'te yayınlamak üzere.
Ya da mal gibi bakmakla yetiniyorlar.
***
Antalya'da bir dalaş...
İsimleri belirlenemeyen bir kadınla bir erkek, parkta gezindikleri sırada tartışmaya başlamışlar.
Adam kadına art arda vurmuş.
Birileri de cep telefonuyla bunu çekmiş.
Facebook'a ekmek çıktı.
Çekmeye devam etmiş: Kadın aldığı darbeler nedeniyle yere düşmüş.
"
Kestik" yok, çekim sürüyor.
"
Uzun süre öldüresiye şiddete maruz kalan kadın yardım çığlıkları atıyormuş"...
Yardım mardım yok, çekime devam.
Bu sırada parkta bulunan vatandaşların da "
olayı izledikleri" görülüyormuş kameradan...
Bir süre sonra gelen polis de adamla kadını karakola götürmüş.
Orada bulunan kimseye de "
niçin müdahale etmiyorsunuz" dememiş
tabii.
***
Hani bir zamanlar, "
karışma, şahit yazarlar" diye bir özdeyiş
vardı.
Seni de alır karakola götürürler, ifade mifade, zabıt mabıt, hatta daha sonra mahkemeden de çağırırlar, işin yoksa uğraş dur...
Bu "
kokma bulaşma karışma" felsefesinin altında bir de "
ya bana da bir tane ekleştirirse" endişesi de vardır elbette.
Daha doğrusu, eskiden vardı.
Şimdi artık "
ya bıçağı kaba etime saplarsa" korkusu var.
Ya da, "
iki mermi de bana sallarsa" korkusu.
Çünkü bütün lumpenler silahlı.
En küçük bir tartışmada çekiveriyorlar...
Ne şehit ne gazi olmak artık çok kolay.
Bir zamanlar televizyonda "
silahlanma yarışı durdurulsun" diye bir konuşma hazırlamıştım da,
şimdi toprak altında bulunan müptezel bir yavşak
beni engellemişti.
***
Herif kızı boğmuş, cesedini ormana gömmüş, mahkemede beraatini istiyor, "
ben ne yaptım ki" diyor.
Ama Internet'e giriyor. Takipçileri var. Çok sosyal...
"
Sosyopat" ama sosyal.
"
Beğenenler" de vardır. "
Layklayanlar"...
Sosyal medya, herkes sosyal.