CHP içinde bir "yeniden yapılanma" farfarası esiyor...
"Perestroyka" yani!
Bunu Gorbaçov denemiş ve Sovyetler Birliği'nin sonunu getirmişti...
CHP içinde bu yeniden yapılanmadan neyin anlaşıldığını tam olarak bilen yok.
Yok ama laf niyetine hoşlarına gidiyor ve papağan gibi tekrarlıyorlar.
"Kucaklama ve kucaklaşma" palavrasının, HDP'ye teslim olmanın yapılanmayla ne ilgisi var? Bunlar günü gelince hemen bırakılabilecek siyasi manevralardır.
Nasıl olur bir yeniden yapılanma?
Üye olma şeklini mi değiştirecekler, parti meclisini mi tasfiye edecekler, başkanın koltuğuna kazık kakmasını mı önleyecekler, "eşbaşkanlık" mı getirecekler, yeni kurultay ilkeleri mi koyacaklar, ne yapacaklar?
Hiçbir şey yapmayacaklar, yalnızca cart cart atıp tutacaklar.
Birçok basın çakalı bunun reklamını yapacak, birçok saftırık da "aaa, parti yeniden yapılanıyormuş, ne güzel" diye sevinecek.
***
Gençler
Murat Karayalçın'ı pek tanımazlar, yıldızı seksenli yıllarda parlamış doksanlı yıllarda sönmüştü... Ankara'da belediye reisliği, dışişleri bakanlığı ve hatta başbakan yardımcılığı bile yaptı, hiçbir iz bırakamadı...
SHP ve CHP'nin o bildik
"bol bol konuşup hiçbir şey yapmayan" takımındandır.
Bir ara İstanbul İl Başkanı olmuştu, Ünal Çeviköz'ü yanına dış ilişkiler sorumlusu olarak alıp
"geleceğin dışişleri bakanı" niyetine yetiştirmekten başka bir hayırı hatırlanmıyor.
Şimdi partisi yeniden yapılanacakmış ya, elbette Karayalçın'ın da bu konuda kendine özgü bazı fikirleri var...
"Parti kendini yenilemeliymiş"...
Yok yahu, nasıl olacakmış bu?
Nasıl olacağı önemli değil, iri bir laf bulup sallamak önemli.
Parti programı çok kalın olmamalıymış,
"ilkelerimizi, duruşumuzu, dünyaya ve Türkiye'ye nasıl baktığımızı ortaya koymakla yetinmeliyiz" diyor.
Bugüne kadar koyamamışlar demek ki.
Peki nelermiş bu ortaya konması gereken ilkeler?
"Tabii ki cumhuriyetçilik, Atatürkçülük, sosyaldemokrasi" diyor!
Allah Allah, CHP içinde cumhuriyetçi olmayanlar,
"padişahçılar" da mı varmış?
Yoksa Atatürkçü olmayanlar da mı var? Çok ayıp.
Bir de sosyaldemokrat olman şart, yani eski ülkücülerden ve liberallerden kırpıp kırpıp belediye reisi yapmayacaksın!
Ama o zaman kimi kucaklayacaksın? İşini bilmeyen çavuşlar gibi dönüp gene kendi militanını mı avuçlayacaksın?
Açık konuşabilseniz belki bir yere varırdınız Sayın Karayalçın...
Yani
"Canan Hanım'ı il başkanlığından alın (yerine yeniden beni getirin), HDP'yle işbirliğinden vazgeçin" falan
diyebilseniz...
Ama o zaman da
"artık CHP'de kurultay kavgası, huzursuzluk, hizip tartışmaları yok" diyemezdiniz...
Kılıçdaroğlu'nu kızdırmayı da hiç göze alamazdınız... Onu hoş tutmak zorundasınız...
Sizin oralarda ne diyorlar bilmiyorum ama biz bu içler acısı duruma
"fikir sefaleti" deriz.
Aldırmayın, nasıl olsa basında reklamınızı yapacak üç-beş çapsız bulunur.