Parti içinin anlı şanlı muhalefeti birdenbire süt dökmüş kediye dönerken, CHP'nin basın amigoları da yeni liderlerine kavuştular: Elbette İmamoğlu.
Kemalist amigolar adamın "bir imamın oğlu" gibi görünmesinden gizli gizli rahatsız olabilirler ama bunu açığa vurmuyorlar. Beş sene önce İhsanoğlu'nun reklamını yapmaktan da hiç yüksünmemişlerdi.
Tayyip gitsin de kimin oğlu gelirse gelsin... Maçoğlu da olabilir hani!
Tam tersine, Kılıçdaroğlu'nun İmamoğlu'nu aday göstermeye "daha bir yıl önceden karar vermiş olduğunu" açık açık, marifet gibi yazıyorlar.
Neden acaba? Nasıl yani?
Biryerlerden bir telkin mi sözkonusuydu?
Önceden "fikse" edilmiş bir maç mı var ortada?
Hatta daha da ileri gidip, Kılıçdaroğlu'nun İmamoğlu'nu partinin genel başkanlığına "hazırladığını" ve günü gelince koltuğu ona devredeceğini yazıyorlar.
O güne kadar İmamoğlu ayakta kalırsa...
Kendi deyimiyle ayağı tökezlemezse...
Hele MİT şu işi iyice bir araştırsın bakalım...
Belediyeyle uzaktan yakından ilgisi olmayan, İmamoğlu'nun "dışarıdan" getirdiği üç kişi...
Veri tabanını kopyalayanlar...
Bu verilerin hangi amaçla "dışarı çıkarıldığı" da bir araştırılsın.
İmamoğlu'na "bu ne aculluk" diye sorulsun.
Acaba "bakarsın YSK mazbatamı iptal miptal eder, vakit varken şu kopyayı bir çıkaralım" diye mi düşünmüştü?
Sonra da belediyeye "toplayacağı" kişilere bakılır.
Bunların içinde FETÖ'cü var mı, PKK bağlantılı kimse var mı, araştırılır.
Bu arada, aç kurt gibi belediyeye saldıracak bazı CHP'lilerin yaratacakları İSKİ benzeri yeni skandallar kollanır.
Evet, İmamoğlu şu dört yılda "içeri girmezse" yeni liderinizdir amigolar.
Siz o arada kendiniz içeri girmemeye bakın!
***
BİR HAFTA YOKUM!
Aylardır yorulduk, bir nefes alalım.
Bana bir hafta müsaade, ya da amigoların kullandıkları deyimle "izninizle"...
Sizlerle bu sayfada 1 Mayıs Çarşamba günü yeniden buluşalım.
Hani var ya bir mayıııs, bir mayıııs, işte o gün.