Bizim Kemal var ya, hani erkek siyaset insanı...
"Mücadelemiz demokrasi, ekmek, onur mücadelesidir.
Kuva-yı milliye mücadelesidir" demiş...
Biz kuva-yı milliyeyi yurdumuzu düşman işgalinden kurtarmak için oluşmuş bir kuvvet sanıyorduk.
Demek ki aslında demokrasi ve ekmek için çarpışırmış.
Sigortalı olmak için de çarpıştılar mı acaba? (Prim farklarını açıktan Yunan Hükümeti'ne mi ödeteceklerdi?) Öyle ya, Bay Kemal'in şimdi düşman işgaline karşı dövüşecek hali yok... Çünkü "YPG bize saldırmaz" dedi...
Lakin CHP şimdi kuvayı milliye oluyorsa, bu olayda Vahdettin kim, Damat Ferit kim, Venizelos kim, Ghounaris kim, merak ettik. Halide Edib herhalde Meral Akşener oluyor, Sütçü İmam da olsa olsa Temel Karamollaoğlu.
Bay Kemal'in demagojinin dibine daha ne kadar vuracağını da merak ederiz.

*** Hurufilik, özellikle kutsal metinlerdeki harf ve sayıların dizilişinden medet uman ve olmadık gizli anlamlar çıkaran bir inanç türüdür.
Yani, "dini" bir kavramdır bu. Aslında, batıldır.
Atatürkçülük, bildiğimiz kadarıyla "aklın ve bilimin öncülüğünü" esas tutar.
Fakat bizim bir kısım hamşo Kemalist, hurufiliği tuttu buraya uyguladı.
Bu saçmalık, "Atatürk'ün hayatında 19'un yeri" gibi zırvalarla başladı.
Sonra, kutsal kitap kabul ettikleri Nutuk'da gizli anlamlar aramaya kadar gitti.
(Tevrat'ta gizli anlamlar bulmaya çalışan Yahudi "kabala" alimleri gibi.) 1881 adet kerize tam da saat dokuzu beş gece tanesi iki bin beş yüz liradan kitap sokmakla da, bambaşka bir boyut kazandı.
Niçin 1919 liraya satmadılar, niçin 19 Mayıs'ta piyasaya çıkarmadılar, anlamak mümkün değil.
10 Kasım'ı bekleyemezlerdi, ona daha çok var, bunu anladık da...
Bir işi yapıyorsan ve gülünç olmayı da göze alıyorsan, layıkıyla yapacaksın.
Bakınız Mustafa Sarıgül, 23 Nisan'da 2019 çocuğu Anıtkabir'e götürecekmiş!
Masrafları elbette Şişli Belediyesi karşılıyor.
Cebinden verecek değil.
Şimdi AK Parti adayı çıksa da "çocukları umreye götüreceğim" dese kıyameti koparırlar.
Umreye gerek yok, "Konya'ya Mevlana türbesine götüreceğim" dese gene gürültü çıkar. *** Sarıgül çocukların yanı sıra gençleri de unutmamış.
Onları da 19 Mayıs'ta mutlu edecekmiş.
Artık Samsun'a mı götürür, Başakşehir-Galatasaray maçına mı, bilemem.
Bu yılın programı böyle.
Gelecek yıl, Anıtkabir'e gidecek çocuk sayısı 2020'ye çıkıyor.
2021'de de 2021 çocuk herhalde.
29 Ekim'lerde de dev bayraklarla Şişli'de yürüyecekler.
Bu, "sosyaldemokrat belediyecilik" anlayışıymış.
Erkek belediye insanı, erkek parti başkanı insanını lagalugada solladı geçti.