Şu AK Parti içinden "koparılacak" yeni parti meselesi artık dedikodu düzeyini aştı, "inkar edilemez" boyutlara ulaştı.
Bir de değil iki parti girişimi varmış...
Biri, Ahmet Davutoğlu'nun kurmaya hazırlandığı parti.
İkincisi, Abdullah Gül'ün -her zamanki gibi- perde arkasında durup Ali Babacan'a kurduracağı parti.
Sonunda da birleşecekler, kaynaşacaklar tabii. Erken davranan ötekini yutacak.
Bunlar bu işe neden sıvanıyorlar?
Çünkü Tayyip Erdoğan ve AK Parti başarısızmış, memleket batmış, halk aç ve açıktaymış, yaşlı kadınlar çöp tenekelerinden ekmek topluyorlarmış, falan filan.
Kılıçdaroğlu da öyle diyor.
Bunlar bu fikre ne zaman geldiler?
Siyasette eski havaları kalmayınca!
Ortada, bir zamanlar Abdüllatif Şener'in hesapladığı gibi "darbe olacak, AK Parti kapatılacak, o zaman ben bir güneş gibi doğacağım" durumu da yok ama...
***
Peki, diyelim ki kurdular ve 2023 seçimlerine girdiler...
Halka ne söyleyecekler?
"AK Parti'nin bunca yıllık icraatında hiçbir dahlimiz yok" deseler
herkes güler.
"Bizim asıl derdimiz Tayyip Bey'i kıskanmak" deseler gerçeği dile
getirmiş olurlar ama gene herkes güler.
Abdullah Gül
"çok temkinli bir adam olduğum için kendim öne çıkmıyorum" dese gene gülerler.
Peki Ahmet Davutoğlu ne diyecektir?
"Şam'a gireceğim" dese herkes gene güler.
"Yok, Esad'la dost olacağım" dese kahkahalar ayyuka çıkar.
"Amerika'yla barışacağım, IMF'ye Temel Amca'nın önerileri doğrultusunda teslim olacağım, Rusya'dan silah milah almayacağım, Fetö'cülerin de peşini bırakacağım" deseler daha ilginç bir program
olur ama o zaman da halk hem güler
hem oy vermez.
***
Ben size söyleyeyim: Bu gelişmeler
"2028 yılına yönelik" hesaplar...
Gül de Davutoğlu da o tarihte seksenlerine merdiven dayamış olacaklar ama ne gam, Ali Babacan gençtir daha...
Tayyip Bey 2023 seçimini gene kazanır ama 2028'de yasal süre doluyor. Üçüncü bir defa adaylığını koyamaz.
Bunlar akılları sıra o boşluğu dolduracaklar.
"Karizma" yok ama zarar da yok.
Peki, ya o arada anayasa değişir de cumhurbaşkanı
adaylarına "üç kere başvurma" hakkı tanınırsa?
Şap diye şapa otururlar.
Gelin gerçekçi olun,
"Çankaya tatlı gelmişti, bir de Beştepe'nin içini görelim" falan deyin yahu...
Ya da
"bizim hanım senin hanımı kıskanıyor da ondan nankörlüğe sıvandım" deyin, en bir gerçekçi
olsun!