Çevremde soruşturuyorum, belediye seçiminin sonuçlarını merak eden yok. Adayları da merak eden yok. Herkes "partiler üzerinden" konuşuyor.
Ve de belli bir şey ki hiçbir şey değişmeyecek... Tablo aynı kalacak. (Muhalefet "rakı içilen kıyı şehirlerinde öndeyiz" deyip gene sevinecek tabii.)
Herkes asıl "nisan ayında CHP içinde kopacak kızılca kıyameti" düşünüyor. Çok kişi de "bakıp bakıp eğlenmek için" bekliyor.
Kılıçdaroğlu "bu seçimin bir tek kaybedeni vardır, o da AKP'dir" deyip gene çamura yatacak.
Muharrem de çekildiği sütre gerisinden öne çıkıp gene "yenilmiş de yenilmiş" teranesini tutturacak.
Buraya kadarı malum.
CHP'de asıl "parti içi ciddi muhalefet" ne yapabilecek?
Sosyalistler yani... CHP'yi "gerçek bir sosyaldemokrat parti" yapmak gibi iyi niyetli ama olmayacak bir düşün peşinde koşanlar...
Canan Kaftancıoğlu-Oğuz Kaan Salıcı fraksiyonu... Fikri Sağlar'ın da uygun göreceği bir dönemeçte onlara katılması beklenir...
Kaftancıoğlu'nun İstanbul belediye adayı İmamoğlu'na "hiç de sıcak bakmadığı" biliniyor ve hatta onu "baltalayacağı" tahmin ediliyor. İmamoğlu meseleyi kavramış ve bozulmuş, "ama bu iş böyle olmaz ki Canan Hanım" demiş...
O da şimdilik "futbol oynarmış, kaleci dururmuş ama besmelesiz de kaleye geçmezmiş" gibi zırvalarla enayi tavlamaya çalışıyor. Genel olarak da "İstanbul'un trafik sorununu çözeceğim" diye tatlı tatlı sallıyor.