Yeri cennet olası hocam Tahir Alangu bir gün sınıfta şöyle demişti: "Solculuğu pek bilmem ama halkçılığı iyi bilirim."
Ergendim, bu bana bir çelişki olarak görünmüştü. İkisi aynı şey değil miydi bunların?
Sonraları, komünizmin ne korkunç bir kandırmaca olduğunu öğrendikçe ve Türk solunu ve solcularını da tanıdıkça, hocamı anladım.

*** Emekli memur gazetesinde şaşkın olmayan düzgün adamlar da var. Bunlardan biri Fuat Bol.
Geçen gün, adını vermediği bir emekli öğretmen arkadaşının kendisine söylediklerini yazmış. Bu vatandaş, "hayatı solculukla ve sol örgütlerde geçmiş, özellikle darbe dönemlerinde bunun bedelini çok ağır ödemiş" bir insanmış...
Alıntı yapacağım. Böyle durumlarda düşmanlarım "yazımı bedavaya getirdiğimi" söylüyorlar.
Gene yapacağım o zaman!
Bakın neler demiş bu emekli öğretmen, arkadaşı Fuat Bol'a:
"Biz solcular seneler senesi emekçiden, fakir fukaradan, kimsesizden, ezilenden yana olup söylem, slogan üretmedik mi? Parasız üniversite, herkese sağlık güvencesi, kimsesizlere sahip çıkalım diye yırtınmadık mı? 'IMF defol' diye yeri göğü inletmedik mi?
Bunların hepsini ve daha fazlasını, bizim karşı olduğumuz ve beğenmediğimiz partiler ve onların liderleri yaptı. Bütün bu yapılanları görüp de şimdi inkar mı edelim?
Bizim karşı olduğumuz bir siyasi lider, halkın beklentilerine cevap verip kendini böylesine sevdirmeseydi, halk onun bir telefonuyla sokaklara dökülüp ölüme koşar mıydı? Bugüne kadarki onca darbede hangi lider halkına çağrı yapabildi? Ayrıca, yapsaydı bile, o liderin peşinde giden kaç kişi olurdu?
Halkçılık, halkla bütünleşmeyle olur. Halkla bütünleşmeyen ve halkın güvenini kazanmayan bir lider, yepyeni bir sistemi halka kabul ettirip halktan yüzde 50'nin üstünde bir oyu talep edebilir mi? Etse de alabilir mi? Aldığına göre, bu, halkına ve kendisine karşı duyduğu güven, özgüven değilse nedir?
Görüldüğü üzere atı alan Üsküdar'ı geçti ve geçiyor. Zaman tünelinde kalan biz solcular kendi derdimize yanalım." *** Ne demişti Profesör İdris Küçükömer:
"Türkiye'de sağ aslında sol, sol da sağdır!"