Lagalugayı bırakın, belediye seçiminin ayrıntıları ve "folkloru" basından başka kimsenin umurunda değil. Küçük yerler başka, ama büyük şehir ve kasabalarda herkes "adaya" değil, tuttuğu partiye oy verecek.
Dolayısıyla iş gelip "AKP İstanbul ve Ankara'yı, CHP İzmir'i elinde tutabildi mi"ye bağlanacak.
İstanbul ve Ankara'da varlık gösterememesi olağandır, ama İzmir elinden giderse, CHP içinde büyük bir fırtına, Muharrem İnce'nin haziran ayında kopardığından çok daha büyük bir fırtına kopacak.
Ama Kılıçdaroğlu gene koltuğunu koruyacak.
Öte yandan, İstanbul ve Ankara'yı bu sefer kazanamazsa AKP içinde fırtına mırtına kopmayacak.
Ama CHP (ve de müttefiki HDP ve de diğer küçük partiler) İstanbul ve/veya Ankara'yı "alabilseler" bunu bir erken seçimi zorlamak için kullanacaklar.
Erken seçim yaptırmayı başaramayacaklar, seçime daha dört buçuk sene var.
Ama deneyecekler. Uğraşacaklar.
Amigo basın da o arada "memleket yandı bitti mahvoldu" edebiyatını sürdürecek.
Ve de Türkiye yolunda yürüyüp gidecek. Bir şey değişmeyecek.
***
Devlet Bahçeli meselenin bam teline bastı.
Bunların derdi "memleketi daha iyi yönetmek" falan değil.
Bunların derdi, akan suyu geri çevirebilmek.
Yani, henüz tam oturmamış başkanlık sistemini daha fazla yerleşmeden ve "kurumlaşmadan" boğmak. Bahçeli'nin deyimiyle "henüz emekleme safhasında bulunan yeni sisteme öldürücü bir darbe" indirmek.
Yani, Türkiye'yi eski güçsüz konumuna döndürerek emperyalizmin alkışını kazanmak.
Zayıf koalisyonlar, kararsız ve güçsüz hükümetler… Hemen IMF ile bir kölelik anlaşması… Yerli ve milli silah üretiminden hemen vazgeçmek... Rusya'dan toplu iğne bile almamak… NATO içindeki "figüran" konumuna geri dönmek… Suriye'ye karışmamak…
Hani Kılıçdaroğlu başkanlığında bir CHP- HDP- İP koalisyonu kurabilseler, o hükümet PKK ile savaşmaktan vazgeçecektir.
Bir Kürt devletinin kurulmasına da göz yumacaktır.
Batı'ya uşaklık eden bazı üniversite hocalarının ve bazı gazetecilerin istedikleri de bundan başka bir şey değildir. (Hangisi nereden kaç para yiyor, hangisi nerede kadrolu, onu da Milli İstihbarat Teşkilatı bulsun çıkarsın.)
"Teslim olursak bizi AB'ye alırlar" sanıyorlar!
Bu arada yapılmış olan eserleri de yıkmak tabii: Yeni havalimanı ve bağlı olarak köprüsünü sürüncemede bırakmak… Çanakkale köprüsünün yapımını durdurmak… "Kentsel dönüşüm" hamlesini piç ederek Kadıköy ilçesini "kurtarmak"…
***
2028 yılına kadar bunu başaramazlar.
Bütün mesele, on yıl sonra kimin iktidara geleceğidir.
Yani, "Tayyip'ten sonra" kimin cumhurbaşkanı olacağı.