Konut satışları sürekli artıyormuş.
Birileri "gayrımenkul balonunun" patlamasını beklerken, balon olduğu söylenen sektör büyüdükçe büyüyor.
Çarçur müteahhitlerle anlaşıp evini "kentsel dönüşüme" kurban edenler, müteahhit çuvallayıp "kaçınca" dövünüyorlar. Bunlar "münferit" olaylar. Sağlam işadamlarıyla iş tutanlar mutlular, Bağdat Caddesi'nin CHP'li küçük burjuvası sıkıntıda.
Bir bunlar var, bir de "sıfırdan" ev alanlar. Hayatlarında ilk defa başını sokacak bir yer bulanlar.
Altı yılda altı milyon kişi ev almış! Altı milyon aile yani, ortalama üçle çarp, on sekiz milyon insan... Yılda ortalama bir milyon daire satılmış.
Üstelik, son beş yılda ev fiyatları ortalama yüzde 83 yükseldiği halde... İstanbul'da oran bunu da geçiyor, yüzde 91...
Demek ki vatandaş ucuz bulsa alıyor, pahalı bulsa gene alıyor.
Hani ne oldu "millet aaaç, aç" muhabbeti?
"Araplar alıyor" iddiası da pek geçerli değil, çünkü bu 6 milyon konuttan yalnızca 113 bini yabancılara gitmiş.
Evet, zamlar acıtıyor ama millet aç falan değil.
O ancak emekli memur müşterilerine hükümet aleyhinde gaz vermeye çalışan faşistlerin gözünde öyle.
"Emlak balonunun" patlamasını bekleyen Fetöcü liberaller de var.
Ekonominin çökmesi ve Fetullah'ın ateşler ve dumanlar saçarak Yehovah misali Esenboğa'ya inmesi için başka çıkar yol göremiyorlar. (Ne hikmetse bunu da tam 2013 yılında ortaya atmışlardı, Gezi ayaklanmasından kısa bir süre önce.)
Balon bir türlü patlayamıyor, çünkü...
Türkiye Tüm Emlak Müşavirleri Federasyonu (TEMFED) Genel Başkanı Ali Taylan'a kulak verelim:
"Türkiye'de konut alanında arz fazlası yok, tam tersine açık var! Türkiye'de konut sahipliği oranı yüzde 67... Önümüzdeki 20-30 yıl daha konuta talep olacak."
Lüks konutlarda arz fazlası varmış gerçi ama orta ve alt gelir grupları henüz konuta doymuş değil.