Şimdi bir de "tüzük kurultayı" yapacaklar ya (ikide bir kurultay yapmayı severler), hiç kimseyi ilgilendirmeyen bir de gündemleri var.
Gençlik kollarına kaç yaşında üye olunacak, gençlik kotası yüzde kaça çıkarılacak, blok liste için üyelerin kaçta kaçının imzası gerekecek, falan filan... Bunlar parti üyelerinin bile pek umurunda değil, ancak "muhalif Ankara gazetecileri" için büyük ilgi kaynağı.
Belki de kahvede prafa oynayan emekli memurların ağzına sakız vermeye çalışıyorlar.
Hele bir de "genel başkanın milletvekili adaylarını belirleme yetkisi genişletilecek" maddesi var ki, bak bak gül, biraz dinlen gene gül. Çok "temukraaatik"...
Fakat bir madde daha var ki, o sözünü ettiğim gazeteciler çok heyecanlandılar.
"CHP, cumhurbaşkanı adayını halka soracak!"
Yok yahu... Vay canına!
Buna devrim diyebilir miyiz Banu? Evet evet, sanırım diyebiliriz...
Muharrem İnce "parti üyelerine sorulsun" demişti, bunlar Muharrem'i de aştılar.
54 milyon seçmene soracaklarmış!
Nasıl yani, her yere birer sandık da onlar mı kuracaklar asıl seçimden önce? Yüksek Seçim Kurulu'ndan özel izin mi alacaklar? Seçim sath-ı mailinden önce bir de "CHP sath-ı mailine" mi gireceğiz? 2019 başkanlık seçimi, 2018 CHP adaylık seçimi...
CHP seçmeni "olmayanların" da mı oyuna başvuracaklar? Sayın Erdoğan, kendinize rakip olarak kimi uygun görürsünüz?
Bana da mı soracaklar yani, kimi aday gösterelim?
Bana sorsalar "Sayın Kemal'i gösterin de bitsin gitsin, kurtulalım" derim.
Ki, CHP içinden bu yönde epeyce oy da çıkar ha...
Bu dahiyane fikirleri kim yumurtluyor?
Böyle bir siyasi zavallılık tarihte hangi ülkenin hangi partisinde görülmüştür?