Şimdi size birkaç başlık zikredeceğim, bunları yazan gazetenin "muhalif" mi yoksa "muvafık" mı olduğunu bana söyleyeceksiniz:
"İş arayan 1.4 milyon kişiye iş bulundu."
"İşsizlik oranı yüzde 12.1'den yüzde 10.3'e indi."
"Türk ekonomisinin bir yılda bu kadar insana iş yaratabilmesi çok önemlidir."
"2017 istihdam bakımından iyi bir yıl oldu."
Şaşacaksınız ama muhalif, muhalif.
Fakat... "Nüfus artışının yüksek olması nedeniyle, yılda 1 milyonun üzerinde insana yeni iş yaratılmasına rağmen işsizliği yüzde 10'un altına indirmek mümkün olamıyor."
Öyleyse ne yapalım?
Bu hükümet gitsin, yerine bizim patronun yani İstanbul sermayesinin uygun göreceği birileri gelsin, mesela Kılıçdaroğlu...
Buna da Atatürkçülük ayağı koşalım, olsun bitsin.

*** Bağlı olarak şunu da okuyunuz:
CHP'de, kimsenin aldırmadığı, hiçbir CHP seçmeninin de umurunda olmayan birtakım "görev değişiklikleri" oldu ya, şu gitti bu geldi...
Yeni gelen genel sekreter, "yoksulları, köylüleri, dar gelirlileri, umutsuz olan milyonları yeniden umutlu hale getirmek için onları refah ve huzur içinde yaşayacakları bir geleceğe mutlaka taşıyacağız" demiş.
CHP yöneticileri hangi ülkede ve hangi yüzyılda yaşadıklarını bilmiyorlar.
Memlekette olan bitenin farkında değiller. "Boş laf" etmekle yetiniyorlar.
"Milyonları" aç ve umutsuz sanıyorlar, çünkü bakıp da hizaya geldikleri "köşeci esnafı" öyle yazıyor.
Çünkü kara kaplı kitap da öyle diyor, işçi sınıfının zincirlerinden başka kaybedecek bir şeyi yoktur...
"Genç Karl Marx" diye bir film çıktı, seyredin. Evet, Marx'ın gençliğinde yoktu.
İşin matrağı, CHP Marksist de değil.
CHP, Türkiye'de son on beş yılda olup bitenleri, atılan büyük adımları, halkın "kazanımlarını", herkesin şimdi daha iyi yaşadığını göremiyor, çünkü görmek istemiyor.
Köylünün nasıl başdöndürücü bir "transformasyon" içinde olduğunun da farkında değil, sorsan "Köy Enstitüleri'ni yeniden açıp cahil halkı eğitelim" falan da derler.
Halkın AKP'ye oy yağdırmasını da sırf "İslam"la açıklamak istiyorlar.
Eh, din gericilik ya, iktidar gerici, halk da gerici (çünkü cahil), ah bir eğitilse...
Kafa bu kafadır. Kafa, "bu memlekete refah ve huzur gerekirse onu da biz yaparız" kafasıdır, Nevzat Tandoğan kafası.
Yapsaydınız! Yirmi yedi yıl iktidarda kaldınız, halkın kıçına giyecek donu yoktu.
Atılan dev adımları "karşıdevrim" sanıyorsunuz.
Çünkü sizin başaramadığınız kalkınmayı "başkaları" başardılar.
Milyonlar artık umutsuz değiller.
Onun için de ancak emekli memurlardan oy alırsınız, "eski ikbal devirlerini" yad edenlerden, "memurun kral olduğu" bürokrat diktasını özleyenlerden... İşçiden köylüden size zırnık çıkmayacaktır.
Eh, bunu, işçiyi köylüyü ezerken düşünecektiniz.