Projeleri yok diyorduk, varmış varmış.
Bu projeler, "keşke bizim de projelerimiz olsa" şeklinde temenni projeleri!
Eh, bu da bir adımdır.
Önemli olan niyet etmektir, kalbin temiz olacak.
Fakat bu temenniler ne yazık ki Kemal Bey ya da Muharrem Bey gibi parti içi iktidar mücadelesi yapanlardan çıkmıyor da, "sesi kısılan" ya da "başı ezilen" marjinallerden çıkıyor...
Bunlardan biri Selin Sayek Böke, yanına İlhan Cihaner'i de almış, olmuş sana bir mini-fraksiyon. (Sesi kısılan diğer bir arkadaşın, Fikri Sağlar'ın nasıl bir projesi olabileceğini otuz küsur yıldır duyabilmiş değiliz. Deniz Baykal'ın şu anda tek projesi de hayırlısıyla yataktan kalkabilmek.)
Selin Hanım, CHP'nin "meclisi boykot etmesini" istiyor. Bu yüzden genel başkan yardımcılığını da elinden kaçırmıştı.
CHP, koltuk sayısına bakılırsa, mecliste bulunsa da bulunmasa da bir şey farketmez!
Ama sisteme şiddetle karşı çıktığı düşünülürse, önümüzdeki seçime girmemesi için her türlü neden var.
Hem başkanlık sistemini istemeyeceksin, hem de o sisteme göre seçimi yapılacak cumhurbaşkanlığına talip olacaksın!...
Hangi amaçla? "Hele bu sistemde bir kazanalım, sonra nasıl olsa eskisine döneriz" sloganıyla...
Bir de CHP'yi ciddiye almıyoruz diye bize kızıyorlar...
Muhalif basının bazı CHP amigoları haklıdırlar, olağanüstü döneme olağanüstü muhalefet yakışır.
Bir çırpıda meclisten tam kadro istifa ediyor, 2019 yılında da meclis seçimine de cumhurbaşkanlığı seçimine de girmeyeceğini beyan edebiliyor musun?
O zaman seyreyle gümbürtüyü!
Fakat bu, bir hayli büyük bir "petka" ister. Olağanüstü yani.