Kılıçdaroğlu "bu seçimi tanımıyoruz, tanımayacağız" demiş.
Oysa iki gün önce "vatandaş hayır demiştir" buyuran da kendisi.
Şimdi referandumu "seçim" yapmış.
Bir büyük çam daha devirmiş, herhalde vatandaşın hayır dediği iddiasını da buna dayandırıyor olmalı:
"Yüzde 50'nin üzerinde bir hayırı sandıkta ifade ettik!"
Arslan CHP bu adamı "başında tutmaya" devam ediyor.
Yatsı ezanını ayaklanma çağrısı sananlarla işbirliği yapanlardan da başka ne beklenir ki?
"Kan dökmeden yapamazsınız" demişlerdi.
Şimdi Kızılay'a koşup bol bol kan vermelerini bekleriz, bizce bir sakıncası yok, tam tersine faydası var...
Memlekete de bir yararı dokunur.
***
Bu seçimi ya da referandumu tanımayan babayiğit, erkekse 2019 seçimlerine de katılmaz!
Öyle ya, tanımadığı anayasanın öngördüğü başkanlık seçimine giren, kendi kendini yalanlamış olur.
Erkeksen boykot edersin.
Girip de gene kaybetmek yerine yiğitlik sende kalır.
MHP Erdoğan'ı destekler, Meral Hanım da kuracağı söylenen yeni partinin adayı olarak girip etek boyunun ölçüsünü alır.
Yarış şimdiden başladı sayılır, Sinan Oğan diye bir adam var, o da koyacakmış...
PKK da isterse Selahattin'i gösterir...
Cem Yılmaz'ın askerlik anılarındaki Saint- Joseph'li gibi:
"Ben de koyacağım!"
***
Türkiye Büyük Millet Meclisi 23 Nisan 1920'de toplanır...
Meclis başkanlığına iki aday vardır.
"Anadolu eşrafının ve dindar halkın" adayı
Celaleddin Arif Efendi 109
oy alır.
İttihatçıların ve bürokrasinin adayı Mustafa Kemal Paşa 110 oy.
Buna kimse itiraz etmez,
"meşruluğunu" kimse tartışmaz.
***
İngiltere'de Avrupa Birliği'nden çıkıp çıkmamak oylanır, çıkalım diyenler yüzde 51.89'la kazanırlar.
İsveç birliğe girme kararını referandumda yüzde 52.3'le almıştır. Norveç, birliğe
"girmeme" kararını yüzde 52.2'yle almıştır.
Bizim soytarılar Avupalı efendilerinin bu sandık sonuçlarını doğal karşılarlar, bizde anayasa değişikliği yüzde 51.41'le kabul edilince şarlamaya koyulurlar.
Çünkü bakıp da hizaya geldikleri Batı medyası öyle buyurmuştur.