Meclis'te İçişleri Bakanı'na sormuşlar.
Yürürlükteki anayasada böyle bir "müessese" vardır, bir milletvekili çıkar, bakanlardan birine soru sorar.
Bunu genellikle muhalefet yapar, amaç hükümete uyuzluk etmektir.
O da cevap verir.
Böylece soruyu soran "aydınlanmış" olur.
Eee? Ne değişir?
Hiçbir şey.
Sistem, "dostlar alışverişte görsün" sistemidir.
Hani Ankara'ya çay içmeye gelen seçmenlerinden biri sıkıştırırsa, "vallahi soruyorum işte ya kardeşim" diyebilme imkânı sağlar. Fakat "cevap alamıyorum" da diyemez tabii.
Yakında tarihe karışacak olan "gensoru" da böyledir. Alakalı alakasız konularda gerek bakanlardan biri gerekse hükümetin tamamı hakkında gensoru istenir ve... çoğunluk oylarına sahip olan iktidar partisi tarafından reddedilir.
Bunun böyle olacağı en başından bellidir ama kendi seçmen dostları muhalefeti alışverişte görmüş olurlar.
Bunlar, öve öve göklere çıkardıkları parlamenter sistemin yararsız cilveleridir.
Kazara gensoru "tutarsa" da, konuşmalardan sonra güvenoylamasına gidilir ve eğer hükümet zayıfsa, bıçak sırtında duruyorsa, düşürülür.
Yani ülke siyasi krize girer.
İş uzar, tadı kaçarsa da, Ecevit'in deyimiyle "biri çıkar, düdüğü çalar"...
Biz o düdüğün artık çalınamaz olmasını istiyoruz.
Başkanlık sistemine karşı çıkanlar da, huyları kurusun, ara ara o düdüğü özleyenlerdir.
Çünkü "hakem hatası" olmadan gol atmaları, maç kazanmaları mümkün değildir. Şampiyonluk için umutlarını federasyona bağlayan yeteneksiz kulüp yöneticileri gibi...