En parlak gününde Fatih Terim'in, ardından da üç kupa birden kaldırmış Hamza Hamzaoğlu'nun Galatasaray'dan "gönderilmeleri" herkesi şaşırtmıştı... Bu nasıl işti? Bunlar kafayı mı yemişlerdi?
Kulüp kendi ayağına mı sıkıyordu?
Şimdi, deli dolu bir "halk adamı" olduğu için Galatasaraylı büyük burjuvalar (benim eski arkadaşlar) tarafından sevilmeyen, hor görülen, hatta aşağılanan Abdürrahim Albayrak bazı açıklamalarda bulunmuş.
"Devrin başkanı" Ünal Aysal, Fatih Terim için "hocayı gönderiyorum, Galatasaray'a yakışmıyor" demiş o zamanlar!
Fatih Terim Galatasaray'a yakışmıyor ha? Tam on bir yıl Galatasaray'da top koşturmuş adam...
Hakan Şükür Fethullahçı'ydı, o yakışıyor muydu yavrularım? (Tayyip Erdoğan'a karşı çıkarsa yakışır, öyle mi yavrularım?) İyi ki kulübe üye değilim, bunu duysam ossaat istifa ederdim.
Gerisini de, topu görse bomba diye karakola götürecek, fakat akraba-taallukat yardımıyla ve de mason locası desteğiyle Galatasaray'da kongre delegesi bile olabilen bazı lapacılar düşünsünler. Bu gibi haybecilerin varlığı zaten kulübe üye "olmamak" için yeterli nedendir.
Terim ve Hamzaoğlu niçin gönderildiler ha?
Bu memlekette bunu merak edecek kadar saf vatandaş kaldıysa, söyleyelim:
Fatih Terim, Recep Tayyip Erdoğan'a "yakın" olduğu için...
Hamza Hamzaoğlu da "Terim'in adamı" olarak algılandığı için kovuldular!
Evet, kovuldular.
Buna "başkan hocayla anlaşamıyor" kılıfı uyduruldu.
Böylece spora siyaset hem de dibine kadar karıştırıldı, üstelik "takım teknik direktör olmadan da oynar" diyen zavallılar da ligde nal toplar duruma düştüler.
Terim'i ve Hamzaoğlu'nu kovan kafa, yeni stadın açılışında Erdoğan'ı yuhalatan kafadır. Evet, o nankör kafadır.
Yalnız "beyaz Türk" değil aynı zamanda "beyaz Galatasaraylı" ve fena halde de İstanbul sermayesi mensubu!
"Gizli örgütçülük oynamaya heves eden" ve Venüs gezegenine tapan orta yaşlı burjuvaların çöplüğünde benim işim yoktur.
Üyesi olmadığım Galatasaray Kulübü'nden bu sefer de "manen" istifa ediyorum.
"Sosyal medya" tabir edilen psikopatların ruh çöplüğünde bize hakaretler yağdıran bazı beyazlara da gelince...
Galatasaray diploması bize üç beş "beyaz zibidi" tarafından verilmedi, hiçkimse bize Galatasaraylılık öğretmeye kalkmasın, onlara Galatasaray'ı öğretiriz.
Bu kafa, hiç unutmam, 10 Kasım 1966 günü, o sıralar Türkiye İşçi Partisi milletvekili, hepimizden daha Galatasaraylı Çetin Altan'ın Tevfik Fikret Salonu'nda bizlere bir konuşma yapmasını engellemişti!
Rahmetli Çetin ağabeyin Galatasaray'dan ufak ufak sıtkının sıyrılması da o gün başlar...hem