İlk bakışta çok parlak laflardır: Demokrasi, barış, katılım, özgürlük, çoğulculuk, uzlaşma... Dillerinden düşmez.
Öyle ya, ekonomik kalkınmayı "sağcılar" üstlenmiş, iri laflar da bunların çenesine bırakılmıştır.
Yaldızını azıcık kazırsan, içi boştur.
"Parti içi diktatörlüğü" eline geçiren adamın demokrasiden söz etmesi de ayrıca gülünçtür.
Şimdi bakın, bunların yeni "parti sözcüsü" ne diyor?
"Toplumsal barışı inşa edecek bir üçüncü yol" öneriyorlarmış...
Türkiye'de "toplumsal savaş" yok ki! Savaş, Türk devletiyle Kürt halkının toplasan toplasan en fazla beşte birinin, çok küçük bir azınlığın desteklediği ayrılıkçı örgüt arasında.
Olsun, bunlar barış yapacaklarmış üçüncü bir yoldan.
Yani ne TC, ne PKK... Üçüncü bir yol.
Neymiş o yol? "Toplumsal barışı siyasal zeminde inşa etmek!"
Ne mana?
"Beton zeminde" inşa edelim diyen mi var, yoksa "kimyasal zeminde" mi?
Niçin? Toplumsal barış toplumsal zeminde inşa edilemiyor mu?
Nasıl olacakmış bu iş?
"Toplumsal Uzlaşma Komisyonu" kurulacakmış.
Nerede? Mecliste mi? Herhalde.
Eee? HDP de katılacak yani. (Tükürdüğünü yalayıp MHP de katılacak.)
Türk ordusu da silah bırakacak (ama PKK bırakmayacak.)
İsteyen belediye bu arada "özyönetim" ilan edecek, ses çıkarılmayacak.
Böylece bu komisyon barışı da getirecek.
Yani devlet yenilgiyi kabul edecek.
Komisyon barışı ne suretle getirecek? Ona da cevap veriyor sözcü hanım:
"Barışı toplumsallaştıracak adımları barındıracak şekilde sivil toplum kuruluşlarından oluşan ortak akıl heyetleriyle çalışacağı bir yapının acilen hayata geçirilmesiyle..."
Durun biraz, başım döndü.
Bu cümle bana, geçen gün kaybettiğimiz Tahsin Yücel'in "Anlatı Yerlemleri" isimli kitabını hatırlattı.
O kitabın da içinden çıkmak mümkün değildi. "Türkçe olduğu varsayılan" bir dille yazılmıştı, James Joyce'un "İngilizce'ye benzer" özel bir dille yazdığı "Finnegans Wake" romanı gibi.
Yani meclis komisyonu akil insanlar heyetleriyle ortak çalışacak... Eee, sonra ne olacak? Barış gelecek. PKK da bu barışa eyvallah diyecek.
Adımları da barındırıyor bu çaba... Ortak akıl heyetleriyle yapı oluşturuluyor... Laflara bak!
Neyse canım, buna da şükür. Parti sözcüsü boş konuşsun da hiç olmazsa "SABAH gazetesine el koyacağız" gibi serseriliklere heves etmesin. Kim demiş CHP değişmedi diye? Bayağı bir ilerleme var.