Cumhuriyet Halk Partisi "seçim vaatlerini" açıkladı. Her kesimden herkese bol keseden birşeyler dağıtıyor. Bir zamanlar Genç Parti'nin seçim vaatleriyle "Paris Hilton da evinin kadını olacak" diye dalga geçilmişti.
Şimdi Kılıçdaroğlu da mazotu bilmemkaç liraya veriyor ama Cem Uzan'la dalga geçmiş olan basın Kılıçdaroğlu'nun "uçmasını" takdirle karşılıyor.
Dün demiştik ya, hem taraflı hem maskara olmak çok kolay.
Bu arada sevgili kardeşimiz Fikri Sağlar, maç anlatan çocuk ağzıyla söylersek bir "serzenişte" bulunmuş...
Demiş ki: "7 Haziran seçimlerinden önce 11 milyon emekli için ciddi vaatlerde bulunduk, ancak buna rağmen emeklilerin bırakın yarısını, dörtte biri bile CHP'ye oy vermedi!"
Belki de halk cahildir Fikriciğim. Belki ampul kafalıdır. Belki kısa bacaklı ve kıllıdır. ("Sizin gazetede" çalışan bir hanım öyle yazmamış mıydı?)
Belki oyunu kime vermesi gerektiğini bilemiyor. Belki de eğitim şart...
Emekliler bu yaşlarından sonra bir eğitilseler, örneğin İsmet İnönü'nün ve Hasan Âli Yücel'in önsöz yazdıkları Maarif Klasikleri'ni falan okusalar, oylarını koşa koşa gidip CHP' ye verecekler...
Ne yapalım Fikri, yoksa Fransa'dan ithal emekli mi getirtelim?
Hayır, yanıtı Fikri Sağlar gene kendisi vermiş: "Bunun sebeplerini araştırırsak en başta gene güvenilirlik sorunu çıkar."
Ve de eskilere gider Fikri.
Vakt-i zamanında, "paşanız" köylüyü jandarma sopasıyla terbiye etmeyecekti...
Seçim kazanamayacağını anlayınca darbe kışkırtmayacaktı...
Sosyalist oyları kırabilmek için "ortanın solu" diye saçmalık icat etmeyecekti...
Faşist 12 Mart yönetimini başbakan ve bakan vererek desteklemeyecekti...
Gerisini de, pantalon uyduramadığı için gömlek veren tezgâhtar misali, sosyalizm uyduramadığı için kapağı CHP'ye atmış sosyalist düşünsün!
Bir bak bakalım Fikri, böyle birisi sana tanıdık gelecek mi?