Bir dönem 19 Mayıs'larda saçmasapan "müsamereler" düzenlenirdi... Hayır, çoluk çocuğun ilkokul sunumlarını kastetmiyorum, yaşını başını almış koca bebeklerin yarattığı sakilliklerden sözediyorum.
Hani her kasabanın kurtuluş yıldönümünde, eli yüzü düzgün bir kızı bayrağa sarıp direğe zincirle bağlamak ve kasabaya giren "temsili milis kuvvetlerince" kurtarılmasını canlandırmak gibi...
Eskice bir araba, Atatürk'ün Şişli'deki evinden çıkar Dolmabahçe'ye giderdi, Mekke'den Medine'ye gider gibi, "Samsun'a hicreti" canlandırmak amacıyla... Arka koltukta da camlı bir portre...
Lakin Atatürk acaba Pangaltı-Taksim üzerinden mi, Nişantaşı-Maçka üzerinden mi, yoksa Mecidiyeköy- Beşiktaş üzerinden mi gitmişti? Orası bilinemiyordu.
Bu müsamerede, 1919 model araba bulmak deveye hendek atlatmaktan daha zor olduğundan, 1965 model, "direksiz" tabir edilen bir Chevrolet Impala kullanılırdı!
Bir keresinde tiyatrocu bir gence imparatorluk üniforması giydirdiler (Allah Allah, yoksa Atatürk Osmanlı ordusunda subaylık mı yapmıştı?), o da Dolmabahçe'de demecini patlattı:
"Şeriatçılarla savaşmaya gidiyorum!"
Oysa biz Atatürk'ün Yunan ordusuyla savaşmaya gittiğini sanmıştık.
Şimdi de benzer bir müsamere sergilenmiş, Uğur Mumcu'nun yirmi ikinci ölüm yıldönümünde.
En ucuz ve en "harcıâlem" çiçek olduğu için solun pek sevdiği karanfiller kullanılmış ve Batı'dan arak "mum yakma" ritüeli gerçekleştirilmiş. Buraya kadar tamam. Alafrangalığa uyuyor, Hıristiyan Noel çamı gibi Hıristiyan cenaze mumu. Zaten merhumun soyadı da Mumcu değil mi?
Lakin törende şu da telaffuz edilmiş: "Bütün bu olayları, hırsızlığı, dolandırıcılığı, her türlü rüşveti ortaya koyan Uğur Mumcu'dan yirmi iki yıl sonra özür diliyoruz..."
Ne yani, sol Kemalistler hırsızlık mı yapmışlar da özür diliyorlar?
Yok canım, bugünkü iktidara çamur atılıyor.
Uğur Mumcu, hırsızlığı, dolandırıcılığı, rüşveti ortaya koyduğu için öldürülmedi, böyle bir şey ortaya koymadı. Kontrgerillaya çok yaklaştığı için öldürüldü. Yani sol Kemalistler'in ahret kardeşi sağ Kemalistler'e!
Sonra da, hep yaptıkları gibi bir çırpıda saymışlar, papağan gibi tekrarlamışlar tabii: Ahmet Taner Kışlalı, Bahriye Üçok, Abdi İpekçi, Metin Göktepe, Çetin Emeç...
Daha Abdi İpekçi'nin niçin öldürüldüğünü bile anlayabilmiş değiller.
Abdi İpekçi, 12 Eylül öncesi silah ve uyuşturucu kaçakçılığını kimlerin yaptığını ve neye hizmet ettiğini çözdüğü için öldürüldü. Katili de bellidir. Ama otuz altı yıl sonra bile "katili bulunsun" diyenler var.
Sol Kemalistler, Mumcu'yu kimin öldürdüğünü öğrenmek istiyorlarsa, hani şu gazetelerine darbe kışkırtmak için koftiden bomba atanlara, Danıştay'da yargıç vurup sonra da koftiden "yaşasın şeriat" diye bağıranlara baksınlar.
Ama ayıp olur tabii, neticede bunlar da Kemalist onlar da Kemalist.
Belki Uğur Mumcu'yu "Tayyip" öldürmüştür, ha, ne dersiniz ahmaklar?