Yazının başlığını anlamadınız mı çocuklar? Osmanlıca dersine girerseniz anlarsınız.
Bakın size muhalefet saflarından birkaç örnek vereyim, daha iyi anlayın. Adam, artık eski havası olmasa da önde gelen muhalif yazarlardan biri sayılır, demiş ki:
"Cumhurbaşkanlığı danışmanı Binali Yıldırım, yeni yılın başında Tayyip Erdoğan'ın bakanlar kuruluna başkanlık edeceğini açıkladı. Bağlı kalacağına yemin ettiği anayasada yeri yoktur bu modelin."
Şimdi Anayasa'yı açıp bakalım. Cumhurbaşkanının görev ve yetkilerini sayıp döken 104. maddenin "b" şıkkının 3. paragrafı diyor ki:
"Gerekli gördüğü hallerde Bakanlar Kurulu'na başkanlık etmek veya Bakanlar Kurulu'nu başkanlığı altında toplantıya çağırmak..." Ekmeleddin İhsanoğlu kazansaydı da bunu yapsaydı, bu kuyruğunu tramvay çiğnemiş arslan muhalif ne yazacaktı merak ederim!
Bu, taşra kurnazı. Daha akıllı geçinenleri de var.
AOÇ arazisine Cumhurbaşkanlığı Sarayı yapılması konusunda Anayasa Mahkemesi'ne başvurmuşlar, mahkeme reddetmiş.
Şimdi de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne gideceklermiş...
Orman çiftliğine saray yapılmasıyla insan hakları arasındaki ilişkiyi anlayamadık. Bu olsa olsa ayran, yoğurt ve turşu haklarına karşıdır! "Turşularımız eziliyor" diye bir gerekçe öne sürerseniz, AİHM bazı muhalefet sözcülerine bakıp bakıp "evet haklısınız, salatalıklara yazık olmuş" şeklinde sizi memnun edecek bir karara varabilir.
Bakın başka bir örnek: Balıkesir'de bir tabela varmış. Hani caddenin iki kaldırımını yukarıdan birleştiren kemer... Eskiden ona "tak" denirdi, örneğin tak-ı zafer, zafer takı...
Eskiden dediğim, Abdülhamid devrinde değil, bizim çocukluğumuzda.
Bu gelenek İttihatçılar'dan kalmış, cumhuriyet döneminde de Kemalistler tarafından zevkle uygulanmıştı. Hani şu Roma İmparatorluğu özentisi kemerler, lakin taştan değil tahta ve mukavvadan...
Aziz Nesin'in bu konuda bir öyküsü bile vardır, hani takın üzerinde "durmayalım düşeriz" yazıyormuş da, yağmurla "dü" hecesinin yarısı silinmiş, "durmayalım işeriz" olmuş...
Muhalif basın, Osmanlıca bilemeyecek kadar devrimci olduğu için, tak'a "tabela" diyor!
İşte bu "tabelanın" üstünde "ne mutlu Türk'üm diyene" yazarmış.
Belediye bunu kaldırmış, yerine ayyıldızlı Türk bayrağı koymuş. Ha Ali Veli, ha Veli Ali...
Balıkesirli MHP yöneticileri bu işe çok bozulmuşlar!
Çünkü eski tabelayı koyduran MHP'li başkan, yeni tabelayı koyduran AKP'li başkan!
Şimdi MHP Balıkesir örgütü, oraya ayyıldızlı Türk bayrağının konulmasını "vatana ihanet" olarak niteliyormuş!
Gülmeyin, vallahi bu gerçek.
Abesle iştigal örneklerine ille de gülmek istiyorsanız, ben size Fethullah Gülen Hocaefendi Hazretleri'nin en yeni beddua vaazını bildireyim: Hoca, paralel örgütle mücadele edenler için "göbekleri çatlasın" demiş.
"Beyin kanamasından gitsinler" diye de ekliyor.