Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç bir zamanlama ustası. AKP'nin kapatılıp kapatılmayacağını açıklayacağı sırada şöyle bir durup bakmasını, tiyatrocu deyimiyle bir "es" vermesini, herkesin yüreğini ağzına getirmesini hatırlarım. (Buna karşılık cumhurbaşkanlığı seçiminde aynı ustalığı gösterememiş, aday olma hevesini erken belli edip şansını yitirmişti.)
Şimdi de seçime altı ay kala çok anlamlı bir çıkış yaptı, bu sefer muhalefet saflarında bir heyecan dalgası yarattı.
Yüzde 10'luk seçim barajının bir "hak ihlali" olup olmadığına karar verecekler ya, Haşim Kılıç bir suç işledi, oyunun rengini de işin sonucunu da belli etti, eski deyimle "ihsas-ı rey"...
Muhalefet dalgalandı. Postalcılar çok sevindiler, Hocafendi'den yemlenen gazete benzeri varakpare de balıklama üstüne atladı. Ulema ikiye bölündü: İktidara gıcığı olan profesörler "hemen kalksın" dediler, hukuk bilen profesörler de "çözmesi gereken merci AYM değil meclistir" şeklinde görüş bildirdiler. (Bu arada bazı muhalif sosyoloji profesörleri de sanal ortamlarda "AKP oyları yüzde 37'ye indi" şeklinde popolarından anket çıkarıyorlar.)
Belli oldu ki, AYM barajın "aleyhinde" bir karar verecek.
Oysa Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nden "seçim sistemleri ülkelerin egemenlik haklarındandır, hiçbir ülkede görülmeyen aşırı bir oran olmakla birlikte yüzde 10'luk baraj insan hakları ihlali sayılmaz" şeklinde bir karar çıkmıştı!
Bizimkiler, insan haklarının ne olup ne olmadığını AİHM'den daha iyi biliyorlar!
Muhalefet, seçim barajının kalkmasını "babasının hayrına" istemiyor. "Belki AKP'nin koltuk sayısını biraz düşürür" umuduyla istiyor. Bu konuda CHP'nin sergilediği demokrasi memokrasi lafazanlığı kocaman bir palavradır.
Oysa AKP, 2015 seçimlerini havada karada kazanacak.
Baraj olsa da kazanacak, olmasa da kazanacak.
Bu bir temenni değil bir tesbittir, anlama özürlülere arz ederim.
Kaldı ki, AYM seçim yasasını iptal etmeyecek, kanunun ilgili maddesini değiştirmesi için meclise süre verecek.
Bu süre de herhalde altı ay gibi kısa bir süre olmayacak. Üç ay kala seçim dönemine girileceği için konuya mart başından önce açıklık getirmek şart, yani bu süre hiçbir şekilde üç ay da olamayacak.
Üstelik, TBMM içindeki AKP grubu alelacele toplanıp barajı indirse bile bu ancak "bir sonraki seçimde" uygulanabilecek!
Yani, muhalefet umudunu ancak 2019 seçimlerine taşıyabilir.
Öyleyse ne halt etmeye ortalığı birbirine katıyorsunuz?
Hiiiç, muhalefet olsun torba dolsun.
Ben iktidar partisinden milletvekili olsam, bunlara kazık atmak için şöyle bir yol izlerdim:
2015 seçimlerini kazandıktan sonra "aldım kabul ettim" deyip barajı gırgır olsun diye yüzde 9'a ya da yüzde 8'e düşürürdüm. Elbette buna da itiraz ederler.
Bu iş bitene kadar 2019 seçimleri gelir çatar, o arifede saptanacak yeni bir baraj, diyelim yüzde 7 barajı da bir sonrakinde, yani 2023 seçimlerinde uygulanır. Yok bunu da beğenmezlerse yüzde 5 baraj umudu taa 2027 seçimlerine kalır.
Eh, uyuzluğa uyuzluk.