Beş yüz kere yazdık ama gene yazalım: CHP hiçbir serbest seçimi tek başına kazanamamıştır ve kazanamaz. (Fethullah Hocaefendi Hazretleri'ne özel not: Bunu yalnız bendeniz değil, bir zamanlar Said-i Nursi Hazretleri de söylemiş, ben onun yalancısıyım!)
Kazansın, okurlarımdan özür diler ve bir daha tek satır yazmamak üzere bu işi bırakırım.
Şimdi o cenahta kimileri gene bir başkan arayışına girdiler, Kılıçdaroğlu giderse mesele çözülür sanıyorlar. Baykal gidip Kılıçdaroğlu gelince meselenin çözüldüğünü sandıkları gibi.
Hele şu günlerin "şokunu" atlatsınlar (kazı çevirmek için şimdilik cumhurbaşkanı seçimine odaklandılar), partinin başına Sarıgül'ü getirme çalışmaları başlayacak. (Feyzioğlu nerede yahu, onu piyasaya sürmeyecek misiniz? Yoksa 2019 yılına, "Sarıgül sonrasına" mı saklıyorsunuz?)
Bunlar, CHP amigolarının "akılsız" kesimi. Akıllıları da, "başkan değiştirmekle hiçbir şey hallolmaz, politika değişsin" diyorlar.
Başkanları da onları kırmıyor, gidiyor eliyle kurt kafası yapıyor işte!...
Politika değişikliğinden kasıt, elbette sosyaldemokrasi.
Oysa CHP hiçbir zaman sosyaldemokrat bir parti olmadı, Ecevit döneminde "sosyaldemokratmış gibi" yaptı. Ortanın solu politikası koskocaman bir palavradan ibaretti. (Ecevit'in kendisi de koskocaman bir siyasi balon değil miydi?)
Nitekim Ecevit de yaşlanınca bu sevdayı bıraktı, kendine özgü "bir nevi nasyonal- sosyalizme" dönüverdi!
Kılıçdaroğlu bizi hiç şaşırtmıyor, cumhurbaşkanlığı seçimi için şimdiden "ittifak" aramaya başladı. Bu ittifak elbette, amigoları çıldırtmak istercesine, bir CHPMHP ittifakıdır.
"Eşyanın tabiatına" da uygundur. Çünkü CHP ile MHP bir elmanın iki yarısı, bir paranın iki yüzüdür, ikisi bir fidanın güller açan dalıdır (durun, siz kardeşsiniz!)
Şu farkla: CHP, İttihat ve Terakki'nin "Kemalci" fraksiyonudur, MHP de İttihat ve Terakki'nin "Enverci" fraksiyonu...
Hani "Orhancılar" ve "Ferdiciler" gibi... Sonuçta yapılan müzik aynı tür, hep arabesk.
Halkımız Kemal'i sever ama Kemalistler'i sevmez.
Velev ki... Velev ki CHP'yi sosyaldemokratlar ele geçirdiler ve halka, basın amigolarının pek istedikleri "merkez sol" vaatlerde bulundular... (Hariçten gazel okuyan Kemal Derviş bile bu partiye "merkez sol" demekten utanmıyor.)
Bunun bir anlamı da bir getirisi de olmayacaktır, çünkü AKP zaten o politikaları pek güzel uyguluyor!
Ne diyecekler? Başörtüsüyle üniversiteye girebilir, devlet memuru olabilirsin mi diyecekler, hastane kapılarında sürünmeyeceksin mi?
Yoksa "beş milyon köylüyü hayatlarında ilk defa uçağa bindireceğiz" mi diyecekler, AKP bunu çoktan başardı.
Sosyaldemokrasiyi de iktidar uygulayınca, bazılarının özlemle aradıkları "esaslı bir anamuhalefete" de gerek kalmıyor. Bu ülkenin eksiği muhalefet değildir.