Şu Cumhuriyet Halk Partisi'nin "nasıl bir parti" olduğunu merak ediyorlarmış...
Bizzat kendi amigoları. CHP bir türlü seçim kazanamadığı için ona kızanlar.
Araştırmışlar. Adı açıklanmayan CHP'li bir dostlarına sormuşlar: Yahu siz nasıl bir partisiniz?
Adam "gülerek" yanıt vermiş:
"Biz bu belediye seçimlerinde Bursa'dan Demokrat Partili birisini aday gösterdik...
Şanlıurfa, Balıkesir ve Safranbolu'dan DYP'li birilerini aday gösterdik...
Ankara'dan MHP'li adayımız var...
Hatay adayımız AKP'li!
İstanbul Bahçelievler adayımız ANAP'lı...
Fatih adayımız (ilçenin mana ve ehemmiyetine uygun olarak) Saadet Partili."
Yani bu durumda bu bir "kitle partisi" oluyormuş.
Sonra eklemiş: "İstanbul büyükşehir adayımız..."
Orada bir durmuş.
"Yeniden Değişim Hareketi'ndendir kendisi" demiş.
"Dokuz sene evvel partimizden yolsuzluk yaptığı ve rüşvet aldığı suçlamasıyla ve de oybirliğiyle kovulmuş bir adamdır" diyememiş!...
"Bizim ilkemiz de, felsefemiz de, kadromuz da, programımız da yok, tek derdimiz iktidarın elinden 'kale' kapmak" diye ayrıca eklememiş, çünkü malumu ilama gerek yok.
"Oyları bölmekle" suçladıkları HDP İstanbul adayı Sırrı Süreyya Önder de, kendilerine şu veciz öneride bulunmuş:
"Bari Malatya'dan da Mehmet Ali Ağca'yı gösterin, kesinlikle kazanırsınız!"
Bu amigolar 31 Mart sabahı gene ağlamaya koyulacaklar da, şu acıklı güldürü onlara mendil olsun.

Sir Atilla Dorsay
Sevgili ağabeyim Atilla Dorsay'ın bir "şövalye ruhuna" sahip olduğu açıklandı. Fakat her Sultanili'de bulunmazmış.
Evet, bende yoktur. Yeldeğirmenlerine saldırmam.
Mucize peşinde koşmanın akılcı bir tutum olmadığını düşünüyorum. Şövalyeliğin ortaçağda kalmış "arkaik" bir kurum olduğunu, hayalperestliğin o zaman da bu zaman da sökmediğini, çağımıza "gerçekçiliğin" yakışacağını bilirim.
Sir Sean Connery de bilir.