Plaka basmışlar, "hilafet devleti" diye, otomobil plakası. Korkmayın canım, "bizimkiler" değil, El Kaide örgütü.
Irak'ın Sünni bölgeleriyle Suriye'yi birleştirip büyük bir "Emevi devleti" kurmayı planlıyorlarmış, isterseniz IŞİD de diyebilirsiniz, Irak-Şam İslam Devleti...
İlk adım olarak bu egemen devletin araba plakalarını hazırlamışlar, yakında hutbesini okutup parasını da basarlar herhalde.
Ne olmuş yani, biz de çakallık edip "Avrupa Birliği yeri boş bırakılmış" araba plakaları yaptık da yıllardır kullanıyoruz üstelik, plakası hazır da birliğe sokan yok.
İşin matrağı, bizim muhalif basınımız ısrarla bunun bir "Emevi" devleti olacağını söyleyip CHP seçmeni ve de Alevi okurunu korkutmaya çalışıyor ama ortada Emevi sülalesinden adam yok... Mirasçı yok... Fransızlar "Merovinge" sülalesinden adam bulabiliyorlar mı?
Daha da matrağı, hilafet devletinin halifesi yok!
Devlet yok, başkanı yok, plakası var.
Arkadaşlar, öyle her canı isteyen zibidi halife olamaz.
Halife olması için, bütün Sünni dünyasının "mutabakatı" şarttır. Yani Türk de tanıyacak Endonezyalı da, Arap da onaylayacak zenci de.
(Şii dünyasını hiç karıştırmayalım, onun varlık temeli zaten "Sünni halifeyi tanımamak" üzerine kuruludur. Bunu Amerikan Dışişleri Bakanlığı'ndaki hamşolar bile öğrendiler, artık İran'ı Arap sanmıyorlar.)
Hilafet Osmanoğlu sülalesinin tekelinde kalmıştır ve ancak onlar tarafından canlandırılabilir, bunu da Arap dünyası iplemez, üstelik çok kızar.
Öyle her takkeyi basıp tespihe oturan köylü kalkıp da halife olamaz yani.
Böyle bir devlet kurmak için önce Esad'ın yokolması, sonra da Amerika'nın ve İsrail'in bu işe hiç karışmamaları şarttır. Avrupa'nın (Almanya'nın) da en azından homurdanmakla yetinmesi gerekir.
Amerika ve İsrail, bu heriflere fazla da güç yetiremeyince öçlerini Türkiye'den almak ve Tayyip Erdoğan'ı devirmek için harekete geçtiler, Almanya da çanak tutuyor.
Bunu için de "Tayyip terörist örgütü El Kaide'yi destekliyor" havasını yaratacaklar ve Türkiye'ye ambargo koyup elli sene geriye gitmesini sağlayacaklar.
Vatan hainlerimiz de bu senaryoda kendilerine biçilen sefil rolleri oynuyorlar işte... "Türkiye geldiği yere dönsün yeter ki bu hükümet gitsin" kafasında olanlar, siyasi emellerini müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhid edenler...
Ne yapmalı?
"Esaslı bir dış politika değişikliği" diyorlar, bazı Amerika'da okumuş ve oraya gidip gelen gazeteciler.
Yani Davutoğlu değiştirilsin, Türkiye Esad'la barışsın, İsrail'den gerekirse özür dilesin!
Peki ama, hem Türkiye'yi Sünni hilafet devleti kurmak isteyen radikal Araplar'a yardım etmekle hem de İran'la ilişkilerini sürdürmekle suçlamak nasıl bir çelişkidir?
"Tutsa da Tayyip'i devirdim, tutmasa da Tayyip'i devirdim" diyecekler herhalde.
Ama Tayyip seçimi kazanınca ne olacak?
Darbe yaptırıp seçimi engelleyecek güçleri var mıdır? O zaman da gene laik bürokratlar gelirler, hilafet heveslileri gene havalarını alırlar, üstelik de çok kötü ezilirler. Elinde tuzlukla hemen seğirtmeyeceksin hükümet devirmeye.