Yeri cennet olası hocam Tahir Alangu, altmışlı yıllarda "Nurcular'ın örgütlenme sistemine bayılıyorum," derdi, "hem gizli hem açık... Ne yaptıkları hem belli hem belli değil... Komünistler şunlar kadar akıllı olamadılar!"
Her ikisinin de yasaklı olduğu günlerdi... O zamandan bu zamana komünistler nal topladılar, Nurcular da geliştiler ve güçlendiler. Şimdi biri yüzde 0.5 oy oranına ulaşıp ben de varım diyebilmek için çabalıyor, öteki hükümet devirmeye kalkıyor.
Katolik dünyasında da Cizvit örgütü epey geriledi. Kilisenin muazzam gücüyle ayakta duruyor ama eski havası yok. Son kalesi Franco İspanyası'ydı, demokrasiye geçince orada da sustu. "Düşük profil" gösteriyor.
Cizvit tarikatı, protestanlığa karşı bir tepki olarak kurulmuştur ama boynuz kulağı çok çok aşmış, cizvitler bütün katolik dünyasını ele geçirmeye kalkmışlardır.
Özellikle de "genç beyinlerin küçük yaştan kazanılması" yani "ağacı yaşken eğmek" üzerine çalışmıştır.
Laik eğitimin ancak feylesofların hayallerini süsleyen bir ideal olduğu yüzyıllarda, katolik ülkeler (Fransa, İspanya, İtalya, Avusturya, Polonya), eğitim sistemlerini cizvitlere kurdurdular, gençliği onlara teslim ettiler.
"Papaz mektebi" dedikleri şey yani!
Bizde de vardır, hiç de makbul sayılmazlar, çünkü çocuklara "birbirini gammazlama, örneğin sınavda kopya çekeni ihbar etme" eğitimi verilir, bu ahlak aşılanır.
Bizde kabahat işleyen arkadaşını ihbar en utanılacak şerefsizliktir. Onlarda tam tersine, dini bir vecibe!
Cizvit ahlakı, bir "takiyye" ahlakıdır.
Hasan Cemal ağabeyimizin Türk kamuoyuna öğrettiği bu kavramın Batı dillerindeki karşılığı "equivocation"...
Bir cizvit, gerektiği yerde, sıkıştığı anda hemen ekivokasyona, yani takiyyeye başvurur.
Çünkü cizvit ahlakına göre, Hazret-i İsa'nın şanına şerefine hizmete yarayacak her türlü suç mubahtır!
Eğer dine faydası dokunacaksa, eğer kiliseye herhangi bir çıkar sağlayacaksa yalan da söylenebilir, hırsızlık da yapılabilir, cinayet bile işlenebilir!
Yani bir protestanı ya da bir Müslüman'ı yatırıp kıtır kıtır kesebilirsiniz...
Elbette günümüzün cizvitleri "bu kadar" değiller.
Bu melaneti on altıncı yüzyılda gönül rahatlığıyla ve ibadet niyetine yaparlardı. İspanya İç Savaşı'nda da bellerine tabancayı vurup, ellerine tüfeği alıp çok cumhuriyetçi öldürdüler...
Piskoposlar faşist toplarını ve uçaklarını takdis etmekle yetiniyorlar ama bunlar asker gibi fiilen savaşıyorlardı.
Fakat cizvit generalinin (tarikat liderine "superior general" derler), "İsa ocağınızı söndürsün", "Meryem içinizi çıkarsın", "Ermiş Pavlos poponuza ateş yağdırsın" falan diye ilendiği hiç duyulmadı.
Bilmiyorum katoliklerde de "mülaane" ya da "mübahele" gibi atraksiyonlar var mı?