Bana okurunu söyle, sana kim olduğu söyleyeyim...
Örneğin, "yazıyı 16 bin yıl önce Türkler icat etti" diyen bir mektup alıyorsan ve bunu utanmadan yayınlıyorsan, "amiral gemisinde" işin hazırdır.
"Darbe girişimi falan yoktur" gibi cümleleri okura bırakmadan kendisi yazanlar da bunun yavrusunda, takada çalışırlar.
Arkadaşa sık sık okuyucu mektupları geliyor... Asıl işi yalnızca bunları yayınlamak da, o kendinde "köşe yazarlığı" vehmederek avunuyor. Gerçek köşe yazarlarını kıskana kıskana bir gün çatır çatır çatlayacak da cenazesi Cemiyet'in önünden kalkıp meçhule gidecek sonunda.
Bu mektupları gönderenlerin de okuryazar oldukları varsayılıyor. Evet, döner döner gene okurlar, "bina" okuyan oğlan gibi.
Bakın, bunlardan birisinin "milli hisleri" asil bir şekilde galeyana gelmiş.
Neden? Darbecilerin yediği cezaları Yargıtay onaylamış da ona mı bozulmuş?
Yoksa ilkokullardan "el kadar çocukların varlığını Türk varlığına armağan eden" yeminlerin kaldırılmasına mı?
Ona ayrıca bozulmuş da, asıl sorun şuymuş: "Türk Marşı" denecek bir marş varmış, bu durumda onu nerede okuyacaklarmış?
Marşın adı "Adımız Andımızdır"... Fakat vatandaş Türk marşı denildiğine akla Mozart'ın gelmesine de bozuluyor, "Türk'ün bestelediği gerçek Türk marşı" buymuş, Mozart Avusturyalı olduğu için onunki "çakma" sayılıyor.
Evet, Mozart'ın Köchel 331 sayılı ünlü bestesi değil bu, Ahmet Muhtar Ataman diye bir adamın ölümsüz eseri...
Söz yazarı Behçet Kemal Çağlar... Elbette! Ya kim olacaktı, Adolf Hitler mi?
Behçet Kemal Çağlar, hani şu 27 Mayıs darbesinden önceki günlerde "Atatürk'üm yetiiiiş" diye şiirler de yazıp askeri kışkırtan adam.
Marşı hatırlayacaksınız, şöyle gidiyor:
"Adımız andımızdır, yoluna can koyarız.
Türk olmayı en büyük şeref,
En büyük şeref ve şan sayarız.
Türk'üz, Türk'üz dedikçe kalbimiz almakta hız,
Türk olmayı en büyük şeref,
En büyük şeref ve şan sayarız."
Ver Osman Pamukoğlu'na, parti mitinglerinde çaldırsın. (O partinin adı neydi yahu?)
Efendi, bu marş yasak falan değil. Numara yapma. Yalan konuşma.
Hükümet ilkokullardan "andı" kaldırdı, bu marşı biryerden kaldırıp biryere sokmadı. Nerede istersen çal söyle.
Lakin, hiçbir Kürt çocuğuna söyletebileceğini sanmam.
Bize sorarsan, biz Türk olmayı en büyük şeref ve şan saymaktansa, hangi milletten olursan ol, "insan olmanın, adam olmanın" çok, hem de çok daha önemli olduğunu düşünüyoruz. Neticede kimse kimseye, doğmadan önce, hangi millete mensup olarak dünyaya gelmek istediğini sormaz.
Mektubu yazan vatandaş "dağlarda ormanlarda okuyoruz" demiş.
Herkes kendine yakın bulduğu ve rahat ettiği doğal ortamda istediği şarkıyı türküyü söylemekte özgürdür.
Yanına o gazeteciyi de al, "ikinci ses" olur, düet yaparsınız.