Yakın zamana kadar adı sanı bilinmeyen Birgül Hanım derler bir hanım, "artık saldırıya geçiyoruz" dedi, ilgi de uyandırdı. "Ulusalcı" tabir edilenler saldırıya geçiyorlarmış. Çene yapmanın ötesinde bu saldırı ne olabilir acaba?
Orduyu darbeye kışkırtacak halleri yok. Orduyla ilişkileri "darbe yapmadığı için ona sitem etmekten" ibaret kalıyor. (Bakınız, Süheyl ve Hüseyin adında başka birtakım adamların demeçleri...) Sokağa dökülmek... denenebilir tabii. Ancak, tepki görmenin ve "iktidara puan yazdırmanın" ötesinde bir işe yaramadığını görüp öğrendiler. (CHP, Antalya sabit pazarının içinden doğru bir dizi "hemen demokrasi, şimdi bilmemne" mitingleri başlatıyordu, ne oldu o muhabbet yahu? İki satır güleceğiz şunun şurasında.?)
Meclisten anayasayı geçirmeyecekler, o tamam da... Güçleri yetmiyor. Üstelik anayasa nasıl olsa referanduma gidecek. Geçirmeyecekler değil, geçirmemek için "nafile oyları" verecekler yalnızca.
Baykal ayrı efeleniyor, Kılıçdaroğlu ayrı...Fakat bunun, muhalif basını heyecanlandırmaktan öte bir "kıymet-i harbiyesi" yok. O muhalif basın, görünürde çok daha "sinsi ve derinden" gitse de... Hani, köşe yazarlarının daha bir doğrudan saldırmalarına izin verip, buna karşılık yazıişlerinin daha bir tarafsız görünerek direnmesi üzerine kurulu yeni ve sinsi bir yayın politikası.
Fakat bunun da sonuç alacağı söylenemez, çünkü satış rakamları belli. Anayasaya evet oyu verecek vatandaş da o gazeteleri okumuyor.
Televizyon, Ecevit'in bozuk Türkçe deyimiyle "kendi kendine intihar etti" ve kendi etkisini, yayın düzeyini yerlere düşürerek kendi kendine yoketti çoktan... Birtakım "gariban ulusalcı" kanalların da adları var, kendilerini ara ki bulasın. Seyirci tükürmüyor bile. (Zavallı Baykal'ı, kimsenin seyretmeyeceği çarçur bir kanalın ele geçirilmesi uğruna harcamışlardı.)
Sahi, saldırıya nasıl geçecekler bunlar?
Yayınlamak üzere tetikte bekleyen birtakım çakallara söylev üreterek... Bol bol da saçmalayarak. Yeteneği çok sınırlı eski bir Yeşilçam oyuncusu, henüz metni belirmemiş yeni anayasayı "şeriatçı anayasa" olarak nitelemiş...
Ya da hakaret ederek. Ya da, dalga geçerek. Eee, sonra? Sonrası bu. Yahu nasıl saldırıya geçecekler bunlar? Adam vurarak mı? Ergenekon diye bir örgüt yok ki, olsa Kılıçdaroğlu gidip kaydını yaptıracak! Kontrgerilla yok ki, kim kimi vuracak?
Referandumu boykot kampanyası? "Hayır" oylarını görünürde azaltmaktan başka hiçbir işe yaramaz. Kendi kalelerine gol atmış olurlar.
Başka? Ata'ya şikâyet falan... Anıtkabir'e gidip defter doldurmaca...Geçen hafta gazetemizi ziyaret eden Adalet Bakanı Sadullah Ergin'e yemekte sordum: Bunlar ne yapacaklar? Güldü, "hiçbir şey" dedi ve başka konuya geçti, sorumu pek ciddiye almamıştı.
Haklıydı. Ben de kendi sorumu ciddiye almıyorum da, maksat mevzu olsun.