Balık yemi bitmez dedik, gerçekten de doymak bilmiyor balıklar.
Konu kapandı sanıyordum, meğerse "Taksim'e cami projesi" bütün hızıyla tartışılıyormuş...
Murat Bardakçı da çok güzel özetledi, buna, Taksim'e "bir yapı" yapılacağı için değil, "cami" yapılacağı için karşı çıkıyorlar.
Kilise onları hiç rahatsız etmiyor. Aya Triada, cemaati kalmadı ama 1880 yılından beri orada duruyor.
Son derece sıradan, hatta sevimsiz o otel binası da rahatsız etmiyor, AKM'nin hiçbir mimari tadı olmayan sıradan suratı da, Sular İdaresi'nin duvarı da, ön blokları yıkılınca göz tırmalayıcı şekilde sırıtan eski Tarlabaşı binaları da.
"Sosyal doku" dedikleri travesti ve tinerci piyasası da batmıyor onlara.
Ama Taksim'e bir Selimiye bile kondursan kızacaklar. ("Uluslararası yarışma açılsın" diyorlar, herhalde Amerika'da ya da Japonya'da çok iyi cami mimarları var.)
Bardakçı'nın da belirttiği gibi, Taksim dünyanın en çirkin meydanlarından biridir, üstelik tekin de değildir. "Lumpen" olmayan hiçkimse orada keyif için gezinmez, bir an önce oradan "geçmeye", gideceği yere gitmeye bakar.
Trafik yer altına alınacak, Topçu Kışlası yeniden yapılıp altına kafeteryalar falan yerleştirilecek, o kocaman boşluk bir "yaya meydanı" olacak ve Taksim'e sınıf atlatılacak, bir ölçüde meydan "kurtarılacaktı", istemediler...
Çünkü topçu kışlası bir "Osmanlı" eseriydi.
İnönü'nün adamı Lütfi Kırdar tarafından yokedilmiş, yerine "İnönü gezisi" yapılmıştı, AKP şimdi bunu düzeltmek istiyordu.
Evet öyle. Ne var bunda?
(Kırdar'ın daha sonra "saf değiştirdiğini", hatta 27 Mayıs günü tutuklanan Menderes hükümetinde Sağlık Bakanı olduğunu, Yassıada'da tutuklu bulunduğu sırada da bu durumun yüreğine indiğini bilseler ne yaparlar acaba?)
Yok, "bunlar Boğaziçi Köprüsü'ne de karşı çıkmışlardı" şeklindeki o çok bayat örneği vermeyeceğim.
"Cami görünce nevri dönen Kemalist, sonra da 'niçin seçimleri kaybediyoruz' diye sormaktan niçin utanmaz?" diyeceğim.
Dine ilişkin herşeyden nefret ederler.
Geçen gün Atina'nın sayfiyesi Glyfada'da bizim hanımla alışveriş ediyoruz, marketin kasasında bayağı kuyruk da var, bir papaz geldi, birşeyler almış, elinde sepeti... Kasiyer kız herkesi bir yana itti, papazı en arkadan en öne geçirdi, önce onun işini gördü, parasını alıp fişini verdi, kimse de ağzını açmadı.
Bizde bu saygıyı imama göster de yiyeceğin küfürleri gör...
Pardon, Batı'da papazın papaz giysileriyle dolaşması serbest ama Batılı Türkiye'de imamın cami ve cenaze dışında imam giysileriyle dolaşması yasaktı galiba...
Herkes Diyanet İşleri Başkanı değil ki Zuhal Yorgancıoğlu'na "kreasyon" yaptırsın.