Çok kişinin içine baygınlık geldi ama kendimizi alamıyoruz, insan sevdiği komedi filmini tekrar tekrar seyreder. Ne yani, siz Kemal Sunal'ı döne döne izlemiyor musunuz?
Konu mu? Kurultay tabii.
Ortalık karmakarışık gibi görünüyor, aslında herşey çok basit: CHP içi muhalefet (Deniz Baykal ve Önder Sav takımı), "acaba Kılıçdaroğlu'nu devirebilir miyiz" arayışına girdi, kullanmak istedikleri "kurultay silahı" ters tepti... Tüzük değişikliği ister görünüyorlar ama "bu tüzüğü siz yapmamış mıydınız" sorusuna yanıt veremiyorlar.
Şimdi, kendi istedikleri kurultaya gene kendileri katılmayacaklarmış, kazanamayacaklarını anlayınca...
Peki onun yerine ne yapacaklarmış?
Anıtkabir'e gidip Kılıçdaroğlu'nu Atatürk'e şikâyet edeceklermiş!
Bildiğiniz gibi Atatürk her gece yattığı yerden kalkar, o gün ziyaret defterine yazılanları dikkatle okur. (Okumuyorsa niçin yazıyorlar?)
Gerekli gördüğü durumlarda ziyaretçilerle konuşur da...
12 Mart döneminde ünlü bir fıkra vardı, kulaktan kulağa dolaşan, fısıltı gazetesinin yazdığı... İnönü bir gün Anıtkabir'e onu ziyarete gittiğinde "İsmet, bana bir at getir" demiş, İnönü de dönemin çok ünlü bir ismini yanına alıp tekrar gittiğinde, "İsmet" demiş, "ben sana at getir dedim, öküz getir demedim!"
Şimdi de ister misiniz, hoş beşten sonra, bu sefer de "Önder" desin, "bana bir başkan adayı getir ama kaseti maseti olmasın."
Ayıptır yahu, ayıptır.
Deniz Baykal 74, Önder Sav 75 yaşında...
Bu oyunu, Internet sitelerinde on beş yaşındaki çocuk oynamaz.
Sizi ciddiye alan amigo basın ne diyeceğini şaşırmış durumda. Hanginizi tutsun, bilemiyor...
Kendi yarattığı Kılıçdaroğlu için "bunda da iş yokmuş" diye satır aralarında pişmanlık belirtiyor ama henüz Mustafa Sarıgül'ü çok da açıktan destekleyemiyor... (Bunun için belediye seçiminde Gürsel Tekin'in iyice madara olmasını mı bekliyor?)
Ne hakkınız var, kurultaylarda ayakkabılarını çıkarıp iskemle üstünde göbek atan basın soytarılarını bu sefer bu zevkten mahrum etmeye? Ne hakkınız var, okunmayan gazetelerin sayfalarını çarşaf çarşaf işgal etmeye?
Benim bu yerimi doldurmaya ne hakkınız var demiyorum, çünkü mumla arasam böyle eğlenceli konu bulmamam. Allah bereket versin.
Tamam da, Atatürk'ün "parti içi hizip kavgalarında taraf tuttuğunu" size kim söyledi?
Haaa, hani 1937 yılında İnönü'yü yürütüp Bayar'ı başbakan yapmıştı, oradan mülhem herhalde...
Peki, bakalım bu sefer, Fethi Bey'e dediği gibi "sen ayrıl, başka bir parti kur" da der mi acaba?
Aaah ah, Atatürk sağ olsaydı da 131 yaşına girmiş bulunsaydı... Bütün bunlara hiç gerek kalmayacaktı... Değil mi efendim?
Kurultaydan sonra hemen bir kamuoyu araştırması daha yapılsın, bakalım CHP'nin oyu yüzde 19'dan bu sefer yüzde kaça düşecek?