Kılıçdaroğlu genel başkan olunca CHP'nin seçmen desteğinin yüzde 30'a ulaştığı, koskocaman bir yalandır.
Bu yalanı birtakım namussuz gazetecilerle birtakım şarlatan araştırmacılar el ele verip uydurdular. Amaç partiyi üfürükle "uçurmaktı" tabii...
Hayal kırıklığına uğradılar, amigolardan birisinin deyimiyle "mosmor" oldular, o önemli değil. Fakat gördük ki aynı safsatayı bugün bile pompalamaya çalışıyorlar, bu hem hazin hem çirkin.
Bir gazete biryerlerden bir "iletişim uzmanı" bulmuş, ona tahlil yaptırmış: CHP neden kaybetti?
Beş hata yapmış bu parti, onun için kaybetmiş.
Bunlar: "Yeni CHP" kavramını kullanmakta çekingen kalmak, Ergenekon sanıklarını aday göstermek, eski kadrolarının ve teşkilatlarının gücünü küçümsemek, kampanya stratejisini kökten yanlış kurmak ve teşkilata para vermemek, yani kibarcası finansman desteği eksikliği...
Bunları yapmasaymış CHP bugün iktidardaymış!
Yani Kılıçdaroğlu öylesine güven veren, güçlü bir öndermiş ki... Partinin öyle pırıl pırıl bir beyin takımı, öyle sıkı kadroları, öyle sağlam bir planı ve programı varmış ki... Örneğin ekonomik büyümeyi yüzde 8 değil yüzde 18'e fırlatacak bir hamle hazırlıyormuş ki... Dış politikada öyle sağlam ve kişilikli bir tutum içindeymiş ki...
Kodesten kurtarmak için üç tutuklunun elini tutmasa, "ben çok değiştim" balonunu yükseklere uçurabilse, eh, azıcık da pamuk elini cebine atsa, seçimi kazanacakmış.
Yüzde 26'da kalmış ama bu hataları yapmasaymış yüzde 30 çantada keklikmiş.
Rakibin de yüzde 50 alınca sen kazanmış sayılıyorsun, hani belediye seçiminde yüzde 53'ü yüzde 39'la ezdiğin gibi!
Belki de müttefikin olan bürokrasi yenilince sen de yenik sayılmışsındır canım, Birinci Dünya Savaşı'nda da öyle olmamış mıydı, sana öyle öğretmemişler miydi?
Ya gerçekten idrak edemiyorlar, ya da müşterilerini bile bile kazıklamaktan utanmıyorlar bu kafada gidenler.
CHP bu ülkede hiçbir serbest seçimi tek başına kazanamamıştır, kazanamayacaktır, kazanamaz.
Koalisyona giremez demedim, dönemin şartlarına göre AKP iktidardan düşerse belki bir koalisyon yapabilir, 1961 yılında olduğu gibi, 1973 yılında olduğu gibi. Hadi Erdal İnönü ve Ecevit'in partilerini de esasta CHP sayalım, 1991 ve 1999'da olduğu gibi. İleride, belki bir gün...
(Beş ay önce "ufukta AKP-CHP koalisyonu görünüyor" yazan manyaklar da yok muydu?)
Geliniz, kimbilir kaçıncı kere, CHP'nin kazanamadığı seçimleri gene bir hatırlayalım:
1950, 1954, 1957, 1961, 1965, 1969, 1973, 1977, 1983, 1987, 1991, 1995, 1999, 2002, 2007, 2011...
Ara seçimleri ve belediye seçimlerini de sayıp dökersek köşede yer kalmayacak.
Halk, CHP'yi hiçbir zaman sevmemiş ve benimsememiştir.
Bürokrasinin partisi olduğu için! "Alafranga memurların" partisi olduğu için. "Yerli" olmadığı için. "Batıcı" olduğu için. Hem halkı aç bıraktığı, hem de uygarlık değişimini zorla uygulattığı için.
Yalnız İnönü devrinde değil, Atatürk devrinde de sevmemiştir. Halk Atatürk'ü çok sevmiş, hatalarını da bağışlamış ama CHP'ye bir türlü ısınamamıştır.
Sözünü ettiğim gazeteden iki ricam var.
Bir: CHP'nin kazanamadığı diğer seçimler üzerine de "nerede hata yaptı" dizileri hazırlatsınlar, Recep İvedik'in deyimiyle "okumalık" olarak bizi birkaç ay götürür.
İki: 2015, 2019, 2023, 2027 seçimlerinden sonra yayınlayacakları "CHP niçin kaybetti" dizilerini de şimdiden programa alsınlar, ömrüm olursa keyifle okurum, söz veriyorum!