Yahu be kardeşlik, sizler bu kadar mı kafasız, bu kadar mı beceriksiz adamlarsınız? (Pardon ve de kadınlarsınız? Eşitlik ilkesini unutmayalım.)
Amerika tarafından kurdurulmuş örgütün Amerikan çıkarlarına aykırı işlere girmesini, kendisini besleyip büyüten eli ısırmasını hadi geçelim...
NATO'dan çıkmak, Rusya'yla ittifak kurmak, buna Çin ve Hindistan gibi bundan haberi bile olmayan ülkeleri de kâğıt üzerinde katmak gibi zırvalıkları hadi geçelim...
Kemalist arslan parçalarının şeriatçı İran'la ittifak aramalarının acıklı güldürüsünü de saymayalım...
Gayrımüslim vatandaşların banka hesaplarına el koymak, havaalanlarımıza yabancı uçakların inip kalkmalarını yasaklamak gibi saçmalıklara da aldırmayalım...
Elemanlarınızın psikopat kesiminin "Konya Mevlana Türbesi'nden uzaya bir lazer ışını yükselecek, Atatürk ona tutunup aşağı inecek" gibi hezeyanlarının hiç üstünde durmayalım, doktorlar ilgilensinler...
Aydınları stadyumlara toplamak, camiye bomba koymak, kendi teğmenimizi şehit etmek gibi alçak projeleri, papaz öldürüp suçu dincilerin üstüne atmak, Hrant'ı vurdurup "Avrupa Birliği yaptırmıştır" demek gibi rezillikleri pek kolay geçemeyiz ama hadi geçtik diyelim...
Halk TV'yi alıp ne yapacaktınız yahu?
Varlığından kimseciklerin haberi bile olmayan, seyretmiş olan bir tek kişiyi bugüne kadar görmediğimiz, dandik bir kanalcık... Yirmi dört saat bangır bangır CHP propagandası yapsa kim duyar, kim aldırır?
Bir parti organı... Bir zamanlar ANAP'ın da bir gazetesi vardı, Arı mıydı Petek miydi neydi, kısa zamanda battı, onun gibi bir şey...
Evladım, parti organı dediğiniz şey "dikta döneminde" anlamlıydı, herkes ağzının içine bakardı. Tek parti devri bitti, parti organı gitti.
Rahmetli babam hasta İnönü'cüydü, bizim eve bir tek gün bile CHP'nin organı Ulus gazetesinin girdiğini bilmem, ellili yılların en civcivli son zamanlarında... Cumhuriyet yetiyordu!
Yani bu Halk TV denilen kanalcığı ele geçirmek için Deniz Baykal'ı donla yakalasanız ne olur, Kılıçdaroğlu'na peşkir tutsanız ne değişir?
Diyelim ki ele geçirdiniz, başına kimi getireceksiniz, hangi kadroyla hangi yayını yapacaksınız?
Siz televizyonculuğu ne sanıyorsunuz? Hürrem'in donu, Caroline'in sütyeni mi? Arada iki de memur profesör çıkar ekrana, hükümete saydırsın, iş bitsin. Bu kadar kolay mı?
Yoksa Aydın Doğan medyasında size uşaklık edenleri çok becerikli, çok yetenekli kişiler, çok "etkin" imzalar mı sanıyorsunuz da onlardan medet umacaksınız?
Bugün bulundukları yerlerde seçim sonuçlarını etkileyecek hiçbir ağırlıkları yok da, sizin dandik kanalda mı seçmene nizam ve intizam verecek bunlar? Bakmayın öyle "küçük dağları ben yarattım" havalarına... Egolarını kendi kendilerine şişirmişler, buna en başta kendileri inanmışlar...
Birkaç kompleksli adamcağız, birkaç yarı-aydın nevrotik taze... Bunlardan size ne hayır gelir?
İşte gördünüz, size ne Ulusal TV'den hayır geldi, ne Avrasya TV'den... Atılan taş ürkütülen kurbağaya değmiyor diyeceğim ama ortada ürken kurbağa murbağa da yok ki...
Adam sıkı solcu geçiniyor, hiç utanmadan basın patronuna "kovun bunları" diye açık mektup yazıyor, fakat gazetesi Aydın Doğan'ın dükkânlarında satış rakamını yüksek gösterebilmek için bedava dağıtıldığından (dağıtılmak da değil, herhangi bir mal alana zorla verildiğinden, poşetine çaktırmadan sokulduğundan), bundan kimseciklerin haberi olmuyor!
Bu kişilerle mi CHP'yi iktidara getireceksiniz de onlar da sizi kurtaracaklar?
Ben de sizi uyanık adamlar sanmıştım... (Ve de kadınlar... Erkek egemen söylemlere sapmayalım, sonra bize de sizin gibi faşist demesin bazı zıpçıktılar.)
Bu kafayla daha çok yatarsınız kıyılarda deniz göremeden.