Bir zamanlar sormuştum, asla ve asla kazanamayacağını, barajı bile aşamayacağını bilen parti, bunu bile bile seçime niçin girer, diye... Bir kere değil, üç kere değil, her seçime, her seçime... Besim Tibuk da bana çok kızmıştı. (Uzun zamandır ortalıkta görünmüyor, nerelerdedir, ne yer ne içer?)
Nedir yahu, "mazoşist" oldukları için mi? Yenilgiyi zevk mi edinmişler?
Buldum: Galiba "spor olsun için".
Gazetelerde adı geçsin, bir tür "varolma tatmini" duysun.
Yüksek Seçim Kurulu açıkladı, üç ay sonra seçime 27 parti katılacakmış.
Yirmi yedi parti... Üstelik katılmayacak olan partiler de var. Kimisinin parası yok, kimisinin üyesi. Kimisi örgütlenmesini tamamlayamamış, bazı illerde on kişiyi biraraya getirememiş.
Meclise kimlerin gireceği belli, AKP ile CHP.
MHP'nin girip giremeyeceği ciddi bir tartışma konusu.
Bunların dışında hiçbir parti barajı aşacak gibi görünmüyor.
İşin hazin yanı, "baraj yüzde beşe düşürülsün" diye sürekli ağlayıp da baraj yüzde beşe, hatta yüzde üçe, hatta yüzde ikiye bile düşürülse gene de giremeyecek olanlar. (Yüzde beş ancak "Kürt partisine" yarar sağlar, onlar da adaylıklarını bağımsız olarak koyup yüzde on engelinin çevresinden dolanıyorlar, partilerinden önce ayrılıp meclise girince tekrar üye oluyorlar, mesele kalmıyor.)
Örneğin, sosyalist ve komünistler...
Eh, bir de faşistler.
Örneğin Türkiye Komünist Partisi'nin geçen seçimde alabildiği oy, binde iki... Yüzde iki demedim, binde iki. Kırk üç milyon seçmenden bunlara oy veren seksen bin kişi. ("Milli bakiye" sistemi olsa belki bir kişi sokar meclise, hani İnönü'nün Demirel'le anlaşıp yokettiği sistem, solun lideriydi ya...)
O kadar "zararsız" ki, kapatılmasını istemiş olan Sabih Kanadoğlu bile acıdı da peşini bıraktı.
Ergenekon Partisi de benzer bir oy oranında dolanıp durmuyor mu? (Hangisi olduğunu söylemeyeceğim, kendiniz bulun.)
Başkanı yurt dışında kaçak bulunan Genç Parti de seçime katılıyormuş, MHP'ye azıcık zarar vermekten başka neye yarayacağını merak ederim.
Başkanı ağırlaştırılmış müebbetlik suçtan yargılanan ve üç yıldır tutuklu bulunan ama Yargıtay Başsavcısı'nın hakkında hiçbir soruşturma açmamış olduğu parti de var katılanlar arasında!
Hani az buçuk oy toplayabilseler "şenlikli bir seçim" diyeceğiz ama bizi o keyiften de mahrum ediyorlar.
Adını sanını kimsenin bilmediği partiler var... Alternatif Parti, Hak ve Eşitlik Partisi, Eşitlik ve Demokrasi Partisi, Hak ve Özgürlükler Partisi, Halkın Sesi Partisi, Halkın Yükselişi Partisi, Milliyetçi ve Muhafazakâr Parti, Yeni Parti, Yurt Partisi...
Aaa, şey yok yahu, bizim bacılar yok...
Hani şu, "yeşil parka üzerine mor eşarp bağlayıp" benim aleyhimde gösteri yapanlar...
Bu da nereden çıktı, diyeceksiniz. Vallahi Internet oğlanları bana kamış atmak için tutup da haber yapmasalar benim de haberim olmayacaktı.
Anlaşılan, bazı bacılar eylemlerini seçime katılıp boylarının ölçüsünü almak yerine şimdilik gazete basıp güvenlik görevlisi tartaklamak gibi daha demokratik yollardan sürdürüyorlar. (Nasıl olsa kadına el kaldırılmaz ya, tartakla gitsin.)
Partilerinin adı mı? Yok, yukarıda saydıklarımdan değil... Öğrenmiştim de unuttum vallahi, açıp tekrar Internet'e bakmam lazım, uzun iş.