Bundan yirmi sekiz sene önce Türkiye'de ortalık Japonca konuşan insanlarla dolmuştu. Herkes birbirine "konichiwa" diye sesleniyor, "hay, wakarimasu", ya da "iye, wakarimasen" diyordu. (Merhaba, evet anladım, hayır anlamadım.)
TRT'de yayınlanan "Shogun" dizisi ortalığı kasıp kavurmaktaydı. O zamanlar seyircimiz ve basınımız dizi kahramanı Fatmagül'ün bilmemneresi gibi salakça konularla değil, Doğu ve Batı uygarlıklarının "kültür şokuyla" ilgileniyordu...
Diziyi su içer gibi izledik, daha kısa sinema filmini de üstelik renkli olarak seyrettik, romanını da aldık yutar gibi okuduk, hızımızı alamayıp James Clavell'in diğer eserlerine de daldık. Ben daldım, sizi bilemem.
Üstad gene bin sayfayı bulan "Tai-Pan" romanında, bir aşk ve serüven çerçevesi içinde Hong Kong'un İngiliz emperyalistleri tarafından kuruluşunun öyküsünü, hele "King Rat" romanında ünlü Japon esir kampı Changi'nin korkunç koşullarını anlatmıştı...
Bendenizin şu Changi esir kampına ayak basmışlığı vardır efendim!
Singapur'a gitmiş olan herkesin de vardır. Singapur havaaalanı o kampın yerine, tam üstüne yapılmıştır çünkü!
Bana heyecan verici geliyor, size de gelmez mi?
Şimdilerde farkettim, Clavell, meğerse Shogun ile Tai-Pan'ın bir tür devamını da yazmışmış.
Gene epey kalın bir eser: "Gai-Jin"... Son romanı. Sonra da ölmüş.
Japonca "yabancı" demek, hafiften aşağılayıcı bir anlamı da var, "pis yabancı" gibilerden.
Konusunu anlatıp konumuzu dağıtmayalım, oku oku bitmek bilmedi, sevdiğim her esere yaptığım gibi bitmesin diye de yavaş yavaş okuyarak sonunda bitirmeyi başardım.
Romanda, tıpkı Shogun'da olduğu gibi birçok Japonca laf geçiyor. Bunlar romana ayrı bir "hoşluk" katıyorlar.
Yirmi sekiz yıl sonra daha bilinçliyim ya, romanda geçen bütün Japonca kelime ve cümleleri anlamlarıyla birlikte bir kenara yazdım. Böylece, vallahi Tokyo'da yol soracak kadar da söktüm sayılır bu dili.
Eski okurlarım bilirler, ünlü Japon kısa şiiri "haiku" tarzında bazı naçiz denemelerim vardır. (Merhum Ecevit de "haiku olduğunu sandığı" bazı şiirler yazmıştı.)
Bunlardan birini sizlerle de paylaşmıştım, şiirden ve haiku'dan anlayanlar galiba beğenmişlerdi:
"Islak palto
Cıgara külü
Babam geliyor"
Şimdi Japonca kırk elli kelime ve cümle söktüm ya, Clavell'in Gai-Jin romanından öğrendiklerimle bir de Japonca haiku attırmayı denedim, haddim olmayarak. Şöyle:
"Cho cho... Hana...
Nan ja? Wa!
So ka? Baka."
Tercüme edelim:
"Kelebek... Çiçek...
Bu ne bu? Uyum!
Öyle mi? Yanlış."
Yazılarımda edebiyat konularına daha fazla yer vermemi isteyen okurlarımın ilgisine, Japonca bilenlerin ya da şiirden anlayanların da değerlendirme ve eleştirilerine, özellikle Cevat Çapan ve Hilmi Yavuz'un dikkatlerine arz ederim.
Biraz dam üstünde saksağan oldu ama günlerden pazar.