Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ENGİN ARDIÇ

Boşaltırlar sizi

Polat Alemdar diye bir dizi kahramanı var hani, mafya tetikçisi mi, Ergenekon üyesi mi, MİT mensubu mu belli değil... (Sakın hepsi birden olmasın?)
Bu dizinin yeni bölümleri başlamış, ben seyretmiyorum. Genç değilim ama Atilla Dorsay'ın gençlere altın öğütleri doğrultusunda, bu dizilerin hiçbirini seyretmiyorum. Herşeyden önce, her hafta aynı gün aynı saatte televizyon koltuğuna bağlanacak adam değilim. İkincisi de, sinema sanatına sonsuz saygım ve hayranlığım var. "Kötü ürün" sevmem.
Seyrettiğim en son dizi "The Tudors", orada da İngiltere tarihiyle ilgili ciddi yanlışlar ve çarpıtmalar buldum. Ondan önce "Friends" dizisini seyretmişliğim var, "Avrupa Yakası"na da henüz cılkının çıkmamış olduğu dönemde ara ara bakmışlığım... (Bizim hanım "Hatırla Sevgili" dizisini de pek beğenir, yabana atmayalım. Kötü oynanmakla birlikte, gençlere tarih öncesi gibi gelen 27 Mayıs ve 12 Eylül'ü o dizi öğretmiştir.)
İşte bu Polat Alemdar, dizinin yeni "sezonunun" ilk bölümünde (Amerikan kültür sömürgesi ya burası, bu da "season") İncirlik üssünü basmış!
Beyinleri ve beğenileri dizi seyirciliğinden öteye varamayan birileri, Internet'te "yok artık" dediler.
Var artık.
Dizi bu dizi... Yani sinemanın bir alt kümesi...
Yani bütçesi daha düşük, dekoru kostümü daha şişirme, senaryosu daha kolay, oyuncuları daha yeteneksiz, yönetmeni daha beceriksiz...
Ama sonuçta bir "hayal ürünü"...
Polat Alemdar, çizgi roman kahramanı gibi bir şey.
Amerikalı albayın kafasına çuval da geçirir, İncirlik üssünü de basar, Beyaz Saray'dan Obama'yı da kaçırır (senaryo yazarına kıyağım olsun), Apo'yu da asar, ne isterse yapar, yani yapımcılar ne isterlerse.
Bu kahramanın, "ruhları ezik kasaba faşistlerini mutlu ederek onlara bir boşalma sağlamak" işlevi vardır.
Antik Yunan tiyatrosundaki "katharsis" fonksiyonu... (Ev ödevi: Google'dan bu kelimeye bakınız.)
Bihter poposunu, Behlül pipisini gösterince, yatamadıkları karşı cinsten kişileri, binemedikleri arabaları, oturamadıkları evleri görünce kadınlı erkekli alt tabaka nasıl mutlu oluyordu, işte onun gibi. Yeşilçam sinemasında hemen her filmde esas kızın "gelinlik giymesi" ve kıt eğitimli kenar mahalle kızlarının sevinmeleri gibi.
Üstelik... Lara Croft adında yarı çıplak bir kız tavandan duvara zıplayıp onu bunu ciyuvv ciyuvv diye vurunca size "makul" geliyor da... Muhittin adında yeteneksiz bir zavallının aylarca beş kuruş ödemeden "televizyon programı yaptırıyoruz" dümeniyle ve üstelik hakaretler de edilerek göze görünmeyen bir yönetmen tarafından oyalanması ve "işletilmesi" size akla yakın geliyor da... Bu mu tuhafınıza gidiyor?
Bir tür masal anlatıyorlar yahu... Quentin Tarantino Hitler'i Paris'te öldürünce yadırgamıyorsunuz da, yerli masal mı tuhaf kaçıyor?
İzlersin ya da izlemezsin, beğenirsin ya da beğenmezsin, keyfine kalmış. Ama bak... "Yayınlanmasın" diyorsan, orada dur.
İşte buna da faşizm diyorlar.
Polat Alemdar "faşo" kokuyor, evet, yalan değil. Sen de mektup yaz, "komünist kahraman" iste televizyonculardan o zaman! "TKP üyesi korkusuz Mehmet yoldaşın kurtuluş savaşımızda Mustafa Kemal Paşa'ya nasıl yardım ettiğini" falan anlatsınlar, aval aval seyret...
Ya da çevir, Kıvanç Tatlıtuğ saçını sakalını kesip hangi hanımın çantasına tıkmış, onu izle...
Karışan mı var?
"Yayınlamayın" demekle, "niçin konuşturuyorsunuz bu adamı" ya da "niçin yazdırıyorsunuz bu adama" hışırlığı arasında hiçbir fark yoktur.
"AKP'ye oy vermem" demek başka şey, "AKP kapatılsın" demek bambaşka şeydir, onun gibi işte.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA