Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ENGİN ARDIÇ

Sivil dalgayı görelim

İkinci dalgada gene birçok muvazzaf gümbürtüye gitti... "Balyoz" operasyonunun ikinci dalgası, daha doğru bir deyimle, Balyoz kod adlı darbe girişimi iddiası üzerine düzenlenen adli kovuşturma...
(Muhalif gazeteler bunu özellikle "Balyoz operasyonu" diye yazıyorlar ki, sanki balyozu indirmeyi düşünenler zanlılar değilmiş de, adi birileri masum insanların kafasına durduk yerde balyoz indirmiş gibi bir anlam çıksın, halkın bilinçaltına öyle yerleşsin, hükümete de kamış olsun!)
Yakında üçüncü bir dalga daha geleceği, bu sefer zanlıların "siviller" olacağı da söylendi.
Herhalde bu siviller grubu, kasap çırağı, berber kalfası, apartman kapıcısı, manav, tüpgazcı, çakmakçı gibi kişilerden oluşmayacaktır.
Çünkü o garibanlar, hükümeti beğenmeseler bile, tepkilerini seçim sandığına saklamayı tercih eden insanlardır, hani adam yerine koyulmayan ve oyu eşit sayılmayan "dağdaki çoban" gibi canım...
Kimler yahu bu siviller?
Sakın bazı "apoletsiz postalcılar" olmasınlar bunlar?
Hani şu bize her türlü hakareti cömertçe yağdıranlar...
Beğenmediklerini, kıskandıklarını, onlara aykırı gelenleri, farklı düşünenleri, azıcık çizgi dışına çıkanları, ezber bozanları "hükümet yandaşı" olmakla suçlayanlar...
Sanki pezevenklik, hırsızlık gibi bir şey bu... Kadın satmak, esrar satmak, eroin satmak, kokain satmak gibi yüz kızartıcı bir suç... O hale getirdiler...
Sözünü ettikleri hükümet, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'dir.
Çünkü konuya yabancı olan birisi, suçlanan kişilerin Yunan Hükümeti'ni desteklediklerini de sanabilir ha...
Geçenlerde imzasız bir mektup aldım. Şu anda mahkeme kararıyla tutuklu bulunan bir generalin bir zamanlar emir subaylığını yapmış olduğunu söyleyen ve kendisinin de şu anda emekli albay olduğunu belirten bir kişi, sözkonusu generalin bazı gazetecilerden "onlar bizim köpeğimiz" şeklinde sözettiğini açıklıyordu.
Ardından da, bu gazetecilerin adlarını sıralıyordu...
Mektup imzasız olduğu için "işleme koymadım"... Başka bir gazetede, başka bir arkadaş yayınladı. Bir kopyası da ona gönderilmişti anlaşılan.
Fakat o da "köpekler" olarak belirtilen gazetecilerin isimlerini vermedi, mektubun orasını sansür etti. Doğru olan da buydu tabii.
Ben mektubu yırttım attım, isimleri hafızamda tutuyorum.
İster misiniz, üçüncü dalgada, sivil dalgada, bu arkadaşlardan bazıları da içeri alınsınlar? Çok gülerim vallahi.
Hem gülerim, hem üzülürüm, hem acırım.
Çünkü onlar benden nefret ederler ama ben onlardan nefret etmem, önce kızmakla, sonra acımakla yetinirim.
Hadi bakalım, yeni dalgayı merakla bekliyoruz...
Not: Aynı mektupta, imzasız kişi, şimdi tutuklu bulunan generalin "bu .......nin de 10 Kasım'larından bıktık ama işimize yarıyor" şeklinde bir söz sarfettiğini de belirtiyordu. Tüylerim diken diken olmuş, ağzım bir karış açık kalmıştı.
Mahkemede kendisine bu da sorulsun.
1. Ordu'da o yıllarda emir subaylığı yapmış kişiler bellidir, bunun kayıdı kuyudu vardır, aranırsa bulunur. İş oraya kalmadan, bu imzasız kişi kendisi erkekçe ortaya çıksın, mahkemede tanıklık etsin.Neyin ne olduğunu anlayalım, biz de aydınlanalım.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA