Hani dedik ya, Kürt sorununun çözümüne karşı çıkmakta MHP daha "erkekçe" davranıyor, CHP daha bir kıvırtıyor diye...
Görünürde bizi yalanlayacak bir adım atmış.
Niçin görünürde, onu da göreceksiniz...
Deniz Baykal "talimat" vermiş, birtakım "akademisyenler" raporlar hazırlamışlar. (CHP milletvekili ve danışmanı Bülent Tanla da kalkıp Çin'e gitmiş, bu gezinin bir gerekçe kazanması için oturup bir "Çin raporu" hazırlamıştı hani, raporda Türkiye için utanmadan "Çin modeli" öneriliyordu! Baykal raporu aldı, çekmecesine mi koydu çöpe mi attı, bilinmez.)
Bu raporcu akademisyenlerden Profesör Ahmet Özer (CHP'ye yıllardır böyle raporlar hazırlarmış), maşallah Başbakan Erdoğan'ı aratmayacak şekilde konuşuyor!
Profesör, anayasa değişikliği, Kürtçe eğitim serbestliği, genel ya da kısmi af öneriyor!
Anayasada "etnik vurgudan" kaçınılacak, "Türkiye Cumhuriyeti'ne vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkese Türk denir" maddesi yer alacak. (Sonuçta Kürt gene Türk olacak yani.)
Resmi dil elbette Türkçe kalacak, fakat Kürtçe okullarda "seçmeli ders" olarak okutulacak. Kürtçe yayınlar yapılacak (yapılıyor zaten, profesör yeni farketmiş)... Üniversitelerde "Kürdoloji Enstitüleri" açılacak...
Yerel yönetimler daha da güçlendirilecek, çünkü bugünkü sistem "1930'ların devletçi yapısını yansıtıyor"... (CHP yönetimine küfür etsen daha iyi!)
PKK'ya af çıkarılacak, belki Apo'ya bile!
Değiştirilmiş olan Kürtçe köy ve mezra isimleri geri verilecek...
DTP, Kürt vatandaşları parlamentoda temsil eden legal parti olarak kabul edilecek (yani kapatılması için uğraşılmayacak)...
Profesör Özer, akıntıya kürek çektiğinin kendisi de farkında, boşa emek ve zaman harcadığının bilincinde, yirmi sayfa kâğıt ziyan etmenin sıkıntısıyla "Sayın Baykal istedi, ben de yazdım" demiş, "görüşlerim CHP'yi bağlamaz!"
Bu rapor, "CHP medyası" tarafından kamuoyuna "açılım dediniz, işte adamlar açılıyorlar ya kardeşim" havasında yutturulmak isteniyor.
Yemezler.
Sayın Baykal "tatbik mevkiinde" olmadığına göre, bu raporu ne yapacaktır?
Üstüne bir bardak soğuk su mu içecektir? Rafa mı kaldıracaktır, parti arşivine mi devredecektir?
Gene topu taca atacak, "başka" raporları da bekleyecek, berikiler "statükocu" çıkarlarsa onlara mı meyledecektir?
Yoksa benimseyecek midir?
O zaman hükümete destek vermek zorundadır. Peki bütün o bağırmalar çağırmalar ne olacaktır?
Yoksa bütün bu rapor hazırlatma tantanası "dostlar alışverişte görsün" kabilinden bir "kamuoyunu oyalama" numarasından mı ibarettir?
Sayın Bahçeli hiç olmazsa daha açık konuşuyor, "dağa çıkmaya ve elli yıl dağda gezmeye hazırız" diyor, yani devletin kanunlarını çatır çatır çiğnemeye hazırlanıyor... Ne yapacak, "milis kuvveti" mi oluşturacak? Yoksa o da kendi çevresini yatıştırmaya yönelik boş laflar mı ediyor?
Öyle ya da böyle, şenlikli günler de bizi bekliyor.