Telefon, bilgisayar, tablet, televizyon, beyaz eşyalar ve dahası... Elektronik eşyalar çevremizi kuşatmış durumda. GSMA Intelligence araştırma şirketi verilerine göre; dünyada ilk kez SIM kart sayısı insan nüfusunu geçti. Raporda dünya genelinde artık 7.3 milyar cep telefonu numarasının olduğu belirtildi. Dünya nüfusu saniyede iki kişi artarken SIM kart sayısı bunun beş katı bir artış gösteriyor. Aslında teknolojik aletlerin hepsi hayatımızı kolaylaştırmak için var. Birçoğuna göre robot çağına girdiğimiz için cihazlarla iç içe olmamız çok normal. Ancak elimizden hiç düşürmediğimiz telefonlarımız başta olmak üzere diğer elektronik eşyalarımızın kullanım dışı kalmalarından sonra başlarına ne geldiğini merak etmiyoruz. Elektronik atıkların geri dönüşüme gittiğini düşünmek ise bu alandaki en büyük yanılgı oluyor. Dünya genelinde her yıl 50 milyon tondan fazla elektronik çöp oluşuyor. Tabii atıkların büyük kısmı Batı ülkelerinden çıkıyor. Bu çöplerin yüzde 75'i geri dönüşüm şirketlerinin eline geçmiyor. Aslında şirketlerin eline geçen elektronik atıkların büyük kısmı bizim düşündüğümüz gibi sağlıklı bir şekilde yeniden kullanıma kazandırılmıyor. Bunun nedeni geri dönüşüm işlemlerinin çok pahalı olması. Kullanmaktan vazgeçtiğimiz, yenisini aldığımız veya bozulan teknolojik cihazlarımızın son adresleri ise genelde Afrika ülkeleri oluyor. Evimizden çıkan ve kullanım ömürlerini tüketen cihazlar karaborsaya düştükten sonra yasadışı yollarla gemilere yüklenip Afrika'ya ulaştırılıyor. Batı Afrika ülkesi Gana, dünyanın en büyük elektronik çöplüğüne ev sahipliği yapıyor. Başkent Akra yakınlarındaki Agbogbloshie köyü birkaç yıl önce halkın balıkçılıkla geçindiği bir yerdi. Ancak şimdilerde dev elektronik yığınlarının oluşturduğu bir çöplüğe dönüşmüş durumda. Köyde çevrenin büyük zarar görmesinden dolayı balıkçılık bitti. Köylüler ve bölgeden gelen on binlerce Ganalı geçimini artık elektronik çöplerden sağlamaya çalışıyor. Gencecik çocuklar günde 2.5 dolar kazanmak için çöp yığınlarının arasında kaybolup gidiyor. Çevreyi tüketen elektronik atıklar bir yandan da gençlerin ölümüne neden oluyor.
Kanserden ölüyorlar
Yaşları 7 ila 25 arasında değişen bölge halkı televizyon, çamaşır makinesi, bulaşık makinesi ve bilgisayar atıklarından bakır ve diğer işe yarayacak maddelere ulaşmak için canlarını tehlikeye atıyor. Yeterli ekipmana sahip olmadıkları için bu materyalleri elleriyle ayırmak zorunda kalıyorlar. Ancak yüzlerce çocuğun vücudunda kazalar nedeniyle kalıcı zararlar oluşuyor. Hatta boğazı kesilen veya gözü çıkan onlarca çocuk var. Elektronik atıkların fiziki zararının dışında bir de görünmeyen felaketi var. O da cihazlardan yayılan zehirli gazlar. Binlerce Ganalı son yıllarda kronik olarak iştahsızlık, uykusuzluk, mide bulantısı, vücut direncini kıran baş ağrısı ve solunum problemleriyle boğuşuyor. Dahası elektronik atıklardan yayılan kadmiyum isimli bir kimyasal yüzünden gençler daha 20'lerinde olmalarına rağmen kanserden hayatını kaybediyor. Ganalılar içinde bulundukları durumun geçici olduğuna inanıyor. Hepsi de hayatta kalmak adına bu işi yapmak zorunda olduklarını söylüyor. Ancak bilimsel verilere göre gelecek hiç de gençlerin beklediği gibi olmayacak. 40 bin çöp toplayıcı yerleşimciler aksini umut etse de Agbogbloshie köyünü inceleyen uzmanlar, 2020 yılında buradaki elektronik atık miktarının ikiye katlanacağını öngörüyor.
Mike Anane Gazeteci
"Türkiye'den hiç atık görmedim"
Tüm Avrupa ülkeleri tehlikeli atıkların sınır ötesi taşınma ve bertaraf edilmesinin kontrolüne ilişkin olan Basel Konvansiyonu'na imza atmış durumda. Anlaşma gereği tehlikeli atık kategorisinde olan (elektronik atıkların neredeyse tamamı bu kategoride) materyaller OECD üyesi olmayan ülkelere gönderilemiyor. Ancak Basel Anlaşması'na rağmen Afrika ülkelerine gönderilen elektronik atıkların neredeyse tamamı Avrupa'dan gidiyor. Bu atıkları genelde 'çalışan' ya da 'tamir edebilir' kategorisinde gösterilerek gemilere yükleniyor. Diğer seçenekler de devreye devreye giriyor. Ganalı gazeteci Mike Anane de yasadışı elektronik atıklara savaş açmış durumda. Agbogbloshie köyüne çok yakın bir bölgede büyüyen Anane, 11 yıldır Avrupa'dan gelen elektronik çöplerin önünü kesmeye çalışıyor. Atıkları kayıt altına alıp gönderildikleri adreslere giderek tek başına hesap sormaya çalışan Mike Anane ile Gana'daki durumu konuştuk. "Köyümüz artık siyah dumanlarla kaplı. Üç kuruş para kazanmak için binlerce genç buraya geliyor. Havaya bulaşan zehirli gazlar nedeniyle gençlerde henüz burada teşhisi konulamayan çok farklı hastalıklar görülüyor" diyor gazeteci. Anane'e "Ülkenize gönderilen atıkları inceleyip nereden geldiklerini tespit ediyorsunuz. Peki, Türkiye'den ülkenize elektronik atık gönderiliyor mu?" soruma "Şimdiye kadar Türkiye'den gelen elektronik atık hiç görmedim" şeklinde cevap verdi.