Suriye'deki PKK uzantısı Kürtlerin hayalleri ilk bakışta gerçek olacakmış gibi gözüküyor. PYD'nin Rojawa bölgesindeki bütün diğer Kürt ve Arap siyasi partilerini temizlemesiyle birlikte yüz binlerce insan evlerini terk etmek zorunda kalmıştı. Bugün bu insanların bir bölümü Türkiye'de, çoğu ise Irak Kürdistanı'nda. PKK'nın hayali bu 'oldubittiyi' meşru hale getirecek bir uluslararası ilişki ağı oluşturmaktı. DAİŞ'le mücadele, laik ve 'modern' PYD güçlerini Batı için sempatik kılmaktaydı. Bu stratejinin başarılı olduğunu söyleyebiliriz. Nitekim bugün Rusya PYD'ye ağır silah yardımı yaparken, ABD de eğitim desteği veriyor.
Ne var ki bu epeyce kırılgan bir durum ve PYD'nin kullanılıp kenara atılacak bir ortak olma ihtimalini artırıyor. Her şeyden önce DAİŞ'in gücünü kaybetmesi halinde ortam çok farklı hale gelecek ve her aktörün özgül ağırlığı istikrarlı ve kalıcı bir düzen açısından yeniden değerlendirilecek. Bunun PYD için epeyce büyük bir tehlike olduğu açık. İdeal durum DAİŞ'in hep var olması ve Batı'nın PYD'ye ihtiyaç duyması. Bu nokta hem Rusya hem de ABD desteğinin birlikte devam etmesinin pek de gerçekçi olmayabileceğini hatırlatıyor. ABD için hedef DAİŞ'in bitmesi ve Esed'in gitmesi… Rusya için ise DAİŞ devam ederken Suriye muhalefetinin bitmesi ve Esed'in kalması. Bu iki yaklaşımın uzun süre ortaklık yapma ihtimali yok. Dolayısıyla bir tercih yapılmak zorunda ve bunun hangi yönde olacağını öngörmek pek de zor değil. PYD, DAİŞ'in kısa vadede birden yok olmasını istemediği gibi, aynen Rusya gibi Suriye muhalefetinin temizlenmesini ve Esad'ın ayakta kalmasını istiyor. Diğer bir deyişle Suriye'de kalıcı ortaklık PYD ile Rusya arasında ve ABD'nin de karşısında.
Diğer taraftan PYD, PKK'nın uzantısı… Yani PYD'nin yapacağı veya yapmak zorunda kalacağı tercihler PKK'nın konumunu ve stratejisini de doğrudan etkileyecek. Suriye'de kazanılmış kantonlarla Türkiye'deki belirsiz özyönetim açılımını karşılaştırdığımızda, birincinin çok daha ağır basacağı açık. PKK Suriye'yi garantilemek üzere Türkiye'de irrasyonel gözükecek bir çizgiye girebilir. Rusya ile Batı arasında yaşanmakta olan gerilim, Rusya'nın PKK'yı Türkiye'ye zarar vermeye teşvik etmesiyle sonuçlanabilir. PKK için Türkiye'nin parçası olmak, AB şartları ile yetinmek, demokrasiye razı olmak zaten pek cazip değil. Rusya ile işbirliği ilerde Türkiye'den toprak koparmayı sağlayacak bir kantonlaşma ve yönetimi ele geçirme hayalini besleyecektir.
Madalyonun diğer yüzünde Türkiye ABD ile güçlenen bir ortaklık içinde ve AB ilişkisinin canlanması da buna destek veriyor. Rusya ile ABD arasındaki çıkar farklılaşmasının şeffaflaşması ABD'nin bir tercih yapmasını ima edebilir. ABD PYD'den yararlanmak istiyor ama bu işbirliğinin sonucunu Türkiye'ye de beğendirmek zorunda. Oysa PYD'nin Rusya ilişkisi ortaya Türkiye'nin onaylayacağı bir sonuç çıkma ihtimali bırakmıyor. İngiltere'nin de devreye girmesiyle birlikte DAİŞ'le mücadelede Türkiye'nin istediği bir yöne doğru gidilirken, ABD'nin zaman içinde PYD'ye mesafe alması şaşırtıcı olmaz.
Bütün bunlar Türkiye'deki Kürtleri de doğrudan ilgilendiriyor. Kürt halkı genel olarak kendisini ABD'ye yakın hisseder. Seçim yapma zorunluluğu ortaya çıkarsa ABD'den yana tavır almaları çok doğal. Bu durumda acaba Rusya ile işbirliği içindeki PKK ile ABD kanadına yakın duran Kürt halkı arasındaki ilişki hakkında nasıl bir öngörüde bulunabiliriz? Kürtler için önümüzdeki sürede esas soru bu olacak… Çözüm sürecine dönüş de bu sorunun cevabına büyük ölçüde bağlı olacak.