Nedir yeni ekonomi? Piyasa kavramını sadece para ve türev piyasa oyuncularından müteşekkilmiş gibi algılamamaktır.
Nedir yeni ekonomi? Türkiye'nin bölgesel rolünün bilincinde olup ona göre yönetme, düzenleme ve koordinasyon görevlerini yerine getirmektir.
Nedir yeni ekonomi? Üreten, istihdam oluşturan, taş üstüne taş koyan her kesimin ve kurumun önünü açmaktır.
Nedir yeni ekonomi? Finansal kuruluşların 90'lı yıllardan beri süregelen bazı hastalıklı alışkanlıklarını denetlemek, düzenlemek ve tedavi etmek, eğer bu da olmuyorsa virüslü bölgeleri kesip atmaktır.
Nedir yeni ekonomi? Yabancı yatırımcının güven ortamını kati surette zedelemeden, sözde bıyıklı bıyıksız yabancı yatırımcının menfaatleri için ülkenin varlıklarının ve zenginliklerinin yok olmasına izin vermemektir.
Nedir yeni ekonomi? Kamu kurumlarına daha donanımlı özel sektör yöneticilerinin istihdam edilebilmesi için iktidar ve muhalefetin ortak hareket ederek gerekli yasal düzenlemeleri yapmasıdır.
Nedir yeni ekonomi? Sözde ihracat yapıyormuş resmi altında ithalata dayalı üretiminin önemli kısmını iç piyasaya satan sanayi değil, yerli kaynaklarla katma değer üreterek hem iç piyasayı hem istihdamı hem de ihracatı büyüten sanayidir.
Nedir yeni ekonomi? Ülkenin ve ekonominin büyümesi için geliştirilen yeni finansal enstrümanların kırk dereden su getiren bürokrasiye rağmen hayata geçirilmesidir.
Nedir yeni ekonomi? Yerli bankaların proje finansmanı yapmalarının ve bölgesel ölçekte yatırım bankacılığında önemli bir oyuncu olmalarının teşvik edilmesidir.
Nedir yeni ekonomi? Reel ekonominin ve bölge ülkeleriyle iş hacminin gelişiminde önemli rol oynayan katılım bankacılığının, sektördeki payının artmasının desteklenmesidir.
Bunun gibi açıklamaların sayısını artırmak mümkün. Ancak yeni dönemin son yaşananlarla farklı bir anlam kazandığını vurgulamakta fayda var.
Nitekim yıllardır aynı senaryolar yaşanmasına rağmen hâlâ bunlara karşı bir tedbir almamak, sessiz kalmak neyle açıklanabilir? 13 Aralık Cuma günü 1.37 milyar $ değerinde DİBS satışını kimler gerçekleştirmiştir? Yahut mütemadiyen tekerrür eden krizlerimizin olağan şüphelileri 7 banka (3'ü yabancı, 2'si yerleşik yabancı, 2'si malum yerli) yılbaşından ocak sonuna kadar Merkez Bankası'nın sattığı dövizin aslan payını hangi TL ile almışlardır? Özellikle yurtdışı yerleşiklerin ocak ayı hisse senedi ve DİBS portföylerinde ciddi bir değişim olmaması neyi anlatmaktadır? Yani anlayacağınız yapılması gereken daha çok şey olduğu aşikârdır.
Türkiye'de işletme ve iktisat fakültelerinde okuyan yahut yeni mezun gençlerimiz yeni resme, statükodan farklı şekilde bakmak durumundadır. Yarın talip oldukları makamlarda ülke menfaatini her şeyin üstünde tutarak görevlerini ifa etmeleri zaruridir.
Yabancı sermayenin güvence altında olması olgusu, her koşulda para kazandırılması gerektiği uygulamasıyla karıştırılmamalı, dünyanın her yerinde olduğu gibi yatırım- risk gerçekliğiyle kabullenilmelidir.
Burada yazılanların tüm muhatapları, gerektiğinde kendilerinden bekleneni yapma konusunda sadece millete değil aynı zamanda kendi evlatları dahil gelecek nesillere karşı da bu vebali taşımaktadır.