Seçim kararıyla birlikte yerli-yabancı işbirlikçiler harekete geçti. Açık açık şunu söylüyorlar, "böyle iyiydik, nereden çıktı bu seçimler?".
İngiliz medyası seçim karşıtı kampanyanın öncüsü konumunda. Arkasından Paralel medya geliyor. Hepsi ağız birliği yapmış durumda, "ne gerek var seçimlere" havasındalar.
7 Haziran'da çıkan sonuç ortada. Yüzde 41 oy alan ve peşindeki rakiplerine en az 2 kat fark atan bir Ak Parti ile koalisyona yanaşmayan muhalefet zinciri var.
1 Kasım seçimiyle ilgili İngiliz Financial Times ve Economist peş peşe "kumar" benzetmesi yaptı. Paralelciler de aynı fikirde.
Yani Ak Parti 1 Kasım'da oylarını arttıramazmış, sandıktan yine aynı sonuç çıkarmış, o zaman niye seçime gidiliyormuş.
Bir haftadır bunlar sorgulanıyor. Sorgulayan İngilizler, kendi ülkelerinde Mayıs ayındaki seçim sonuçlarını akıllarına getirmiyorlar.
Oysa 7 Haziran'dan 1 ay önce 7 Mayıs'ta İngiltere'de genel seçim yapıldı. Yüzde 37 oy alan David Cameron, tek başına iktidar oldu. Oy oranı yüzde 50'nin çok altıydı ancak parlamentoda yüzde 50'den fazla sandalye kazandı.
Çünkü küçük partilerin oylarını süpüren bir sistem var onların ülkesinde, dar bölge seçim sistemi. Demokrasinin beşiği dedikleri ülkede koalisyon ihtimalini asgariye indiren, istikrarın önünü açan bir sistem.
Üstelik muhalefetten 3 parti başkanı anında istifa etti.
1 ay sonra Ak Parti, yüzde 41 oy aldı, "kaybetti" yorumları yapıldı. İngiliz versiyonunda istifa eden muhalefetin bizdeki liderlerinin en çok oy alanı, AK Parti'nin yarısı kadardı, bırakın istifa etmeyi, seçim zaferi kutladılar.
Manzara böyleyken İngilizler şimdi ahkam kesiyor, "ne gerek vardı seçime" diye. Belli ki Türkiye'deki hükümetsiz ortam işlerine geliyor.
"Seçim olsa da sonuçlar değişmez" diyerek de akıl veriyorlar. Anketlere ciddi şekilde kafa yoruyorlar, "Erdoğan seçim istedi ama tablo değişmeyecek" diyorlar.
Tabi sadece İngiliz gazeteleri değil bunları söyleyen, paralel medyanın tüm yayın organlarında da aynı propaganda yapılıyor, "sonuç değişmez" deniliyor.
O zaman sormak lazım, bırakın bunu Ak Parti düşünsün. Sizin derdiniz Ak Parti'nin kaybetmesi değil mi, alın işte seçim olacak, siz istemiyorsunuz ama sonucunu şimdiden söylüyorsunuz.
Madem sandık yine aynı kalacak, Ak Parti tek başına iktidar olacak oy oranını alamayacak, o zaman niye endişelisiniz?
Seçimi isteyenler belli istemeyenler belli. Hem istemiyorsunuz hem de "sonuç aynı olacak ki, ne gerek var" diyorsunuz. Yahu siz kimi kandırıyorsunuz?