Amerika'da Obama yönetiminin Taliban ile yaptığı pazarlık, Demokratlarla Cumhuriyetçiler arasında krize neden oldu. Karşılıklı suçlamalar sırasında eski Amerika Başkanı Bush'un kirli çamaşırları da gün yüzüne çıkmaya başladı.
Taliban, 2009 yılında Afganistan'da görevli Amerikalı asker Bowe Bergdahl'ı kaçırmıştı. Yaklaşık 5 yıldır Taliban'ın elinde tutulan rehine geçtiğimiz Cumartesi günü Amerikalı yetkililere teslim edildi. Amerika, askere karşılık Guantanamo Cezaevinde tutulan 5 Taliban üyesini serbest bıraktı.
Taliban, rehine takasının görüntülerini yayınladı. Propaganda şeklindeki video, dünya televizyonlarında haber oldu.
Akabinde Amerika'da Başkan Obama'ya yönelik sert eleştiriler geldi. Özellikle Cumhuriyetçi kanat, Obama yönetiminin Taliban ile giriştiği pazarlığa çok büyük tepki gösterdi.
Demokratlarla Cumhuriyetçiler arasındaki kavga kızışınca eski defterler karıştırılmaya başlandı. Özellikle Bush döneminde Amerika'nın Taliban ile yaptığı gizli görüşmeler deşifre edildi.
Bunlardan en ilginç olanı Bush'un 2007 ile 2009 yılları arasında yani Beyaz Saray'daki son günlerinde Guantanamo'dan serbest bıraktığı esirlerdi. O dönemde tam 600 esir cezaevinden salıverilmişti. Ve o esirlerden biri bugün hala Amerika'nın gündeminde olan Libya'daki konsolosluk saldırısının faillerindendi.
Amerika'da şu an Cumhuriyetçilerin, "teröristlerle pazarlık yapamazsınız" tepkilerine hedef olan Demokratlar, Bush'un serbest bıraktığı 600 esirden biri olan Ebu Sufyan Bin Kumu'nun, 11 Eylül 2012'de Libya'nın Bingazi kentindeki Amerikan Konsolosluğuna yönelik saldırıyı gerçekleştiren ekibin içinde olduğunu iddia etti.
ABD, TALİBAN'I KULLANIYOR MU?
Libya'daki o saldırıda, o an Bingazi'deki konsolosluk binasında bulunan Amerika'nın Libya Büyükelçisi Christopher Stevens'ın da aralarında bulunduğu 4 kişi hayatını kaybetmişti. Amerika'daki Başkanlık seçimleri öncesi gerçekleşen saldırının ardından Obama yönetimi zor günler geçirmişti.
Taliban merkezli Demokrat-Cumhuriyetçi kavgasında Demokratların ortaya attığı iddialar bununla sınırlı değil. Bush'un Başkanlığı döneminde Irak, Kuzey Kore, Afganistan ve İran ile çok sayıda gizli pazarlıklar yaptığı da dillendiriliyor.
Neticede Amerika'nın Taliban ile yıllardır pazarlık yaptığı kesin. Bunu yapan Bush, Obama, Demokratlar ya da Cumhuriyetçiler, burası aslında pek de önemli değil.
Aslında "terörist" damgası vurdukları gruplarla masaya oturmaları da büyük bir skandal olarak görülmeyebilir. Arada hassas bir çizgi var. Teröristle ülke menfaati adına pazarlık yapılabilir. Ancak teröristi yönlendirmek, kullanmak başka bir şey.
Taliban, El Kaide örneği üzerinden gidecek olursak, Amerika'nın Libya'daki Bingazi saldırısında kendi menfaatleri adına terör örgütünü kullanmış olma ihtimali hala net bir şekilde ortada duruyor.
ABD'NİN FİLİSTİN POLİTİKASINDAKİ İKİ YÜZLÜLÜĞÜ
Bu çift yönlü politikanın bir diğer örneğini şu an canlı olarak Filistin'de görüyoruz. El Fetih ile Hamas arasında uzlaşı hükümeti kuruldu. Amerika, hükümeti tanıdığını açıkladı. İsrail tepki gösterdi.
New York Times hemen bir izahatta bulundu, dedi ki, "biz Filistin hükümetine destek verdik ama El Fetih'in yani Filistin Devlet Başkanı Abbas'ı sürekli uyarmalıyız, Abbas Hamas'ın yükselmesine, ön plana çıkmasına asla izin vermemeli".
Neticede Amerika, Filistin hayrına iş yapmaz. Amerika ve İsrail için geçerli olan Filistin yönetimi, Mahmut Abbas idaresiyle sınırlı. Hamas'ı ise terör örgütü olarak kabul ediyorlar. Şimdi Amerika, Hamas'ın bakanlarıyla olmasa da nüfusuyla yer aldığı uzlaşı Hükümetini tanıyorsa burada iki yüzlülük olasılığı çok yüksek.
İsrail'in şiddetle karşı çıktığı Hamaslı uzlaşı hükümetinin Amerika tarafından desteklenmesindeki taktik, iyi polis-kötü polis oyunundan farksız gibi duruyor.
İsrail, "hayır" diyecek, Amerika "evet" dermiş gibi duracak amaçları ise Hamas'ı tasfiye etmek olacak. Şu an uzlaşı sürecinde Hamas'ı pasifize etmek için ilk hamlelerini yaptılar. Belli bir müddet sonra işler çıkmaza girdiğinde de Hamas'ı tamamen ortadan kaldırmak için öldürücü darbelerini vurmayı hedefliyorlar.
