Canları çok sıkkın. Kafaları çok bozuk. Ne diyeceklerini, ne yapacaklarını bilemiyorlar. Manavın elinden kayan karpuza döndüler...
Muhalefetten ve muhalif yazarlardan bahsediyorum. Siz ne sandınız?
Kimisi seçimde dümen yaptılar yavesinin derin saçmalığına sığınıyor...
Kimisi "bizi seçimi Erdoğan ve AK Parti'nin kazandığına ikna ettiler" diyerek abukluyor...
Kimisi Millet İttifakı'na hakaretleri taramalı tüfek gibi sıralıyor...
Kimisi "bıçak kemiğe dayandı" deyip stres atmak ve kafayı dağıtmak için plaja gidiyor...
Kimisi "muzaffer oldunuz ya, artık bizi rahat bırakın" diyor.
Kimisi "moralim çok bozuk, artık oynamak istemiyorum" diyor.
Kimisi "herkes gibi ben de şoktayım. Burnumun direği sızlıyor" diyor.
Kimisi yazılarımı okumuyorsanız ben de artık yazmam ayağına yatıyor...
Kimisi zeytinyağı gibi suyun üstüne çıkabilmek için çırpınıyor.
Kimisi pişkinlikte sınır tanımıyor...
Kimisi çevresine, "iki, üç hafta dayanın, geçer" diye öpücük veriyor...
Kimisi yaşanmaz bu ülkede felsefesine sığınıyor. Kapağı yurt dışına atabilmek için debelenip duruyor.
***
Kimisi "CHP'nin başına kimi bulalım" arayışına döndü...
Doğrusu çok uzun zamandır bunu istiyorlar da, ortada lider yok.
Muharrem var ya!
Haa, İnce'de öyle bir nitelik aramayın. Zira o CHP'nin yalnızca bir değeridir. Bay Kemal öyle diyor.
Evet, 24 Haziran sonrası yönetime köpürenler CHP'nin genel merkezinde toplandılar. Çatlak seslerini çıkardılar: "Bu yönetim derhal değişmelidir! Kemal istifa etmelidir! Muharrem başa geçmelidir!"...
CHP içinde "Bay Kemal'i devirmek, ondan kurtulmak" güncelliğini yitirmiş bir haberdir. Cılkı çıkmıştır...
Erdoğan'la ve AK Parti'yle mücadelede sınıfta kalan Bay Kemal'i parti içi yönetimde de başarısız sanıyorlar. Vallahi hepsini suya götürür susuz getirir.
Bilindiği üzere Kılıçdaroğlu kaybettiği seçimleri nalıncı keseri gibi kendine yontmakla ve muhalifleri kapının önüne koymakla meşhurdur.
Bu adam daha önce kendisine muhalefet eden hemen herkesi tasfiye etmiştir. Sokağa atmıştır.
Bu o kadar böyledir ki, geçmişte ona itiraz edenler, önüne taş koyanlar kendilerini bir anda kapının önünde bulmuşlardır...
Elbette ki, bu antidemokratik uygulamanın güncel kurbanı da CHP Elazığ milletvekili Gürsel Erol olacaktır.
Zira bu vekil seçim sonrası parti yönetimine kazan kaldırdı... Hal böyle olunca da kaçınılmaz biçimde kendisini kesin ihraç talebiyle Disiplin Kurulu'nda buldu.
Hiç şüpheniz olmasın, bu adam, Bay Kemal tarafından minder dışına atılacaktır.
***
Niçin her seçimi Erdoğan ve AK Parti kazanıyor?
Hay Allah, neden acaba?
Yerli ve milli olduğu için...
Ecnebi olmadığı için...
Kukla ve maşa olmadığı için...
Muhafazakâr olduğu için...
Siyasi kadrolarını halkın içinden seçtiği için...
Halkçı politikalar güttüğü için...
Devlet dairelerinde, belediyelerde ve hastanelerde yurttaşlara insan gibi davranılmasını sağladığı için...
Her şeye rağmen ekonomik büyüme devam ettiği için...
Siz bakmayın muhalif basının bütün o "ekonomi çöktü batıyoruz" cayırtılarına...
Çünkü neyin ne olduğunu seçmen çok iyi biliyor. Maşallah her seçimde de bunu çok güzel gösteriyor...
İşte bu gibi nedenlerden dolayı seçimi Erdoğan ve AK Parti (MHP) kazanmıştır. Kazanmaya da devam edecektir. Nokta.