Şimdi de liselileri ayaklandırmaya çalışıyorlar. Ha gayret, yeni bir Gezi isyanı... Hele iki-üç liseli de ölürse, işte muhalefetin özlediği kırılma noktası!
Gel gör ki, tarihte liselerden başlayan ve hedefine varan bir devrim çeşidi yoktu. Bu kadar bilgisiz adamlardır bunlar. Perde arkasındakileri kastediyorum...
Bunları niye mi anlatıyorum?
Şundan: Karnelerin alındığı gün birtakım liseliler (Dev-Lis) Kadıköy Süreyya Operası önünde yeni bir gezi kalkışması çıkarmaya çalışmışlar. Polis vaktinde müdahale edince avuçlarını yalamışlar...
Güya polis onlara çok sert müdahale etmişmiş. Onları paketleyip deliğe tıkmışmış...
Sosyal medyadan yayılan bu zırvalar muhalif medyada da kendine zemin buldu.
Evet, muhalif basın da, faşist internet siteleri de, bu mevzuda kavram karartmaya ve kafa karıştırmaya yelteniyorlar...
Olayın failleri olan sözde liseliler de kanal kanal gezip ağlayıp zırlıyorlar: "Polis bize niye müdahale etti ki, ne güzel isyan fitilini ateşleyecektik"...
Demek ki bunlar lisede eğitim falan görmemişler kelle gezdirip durmuşlar...
İnsanın aklı almıyordu...
Bunlar kafayı mı yemişlerdi?
Koskoca gazeteciler memlekette isyan çıkması için ellerinden geleni yapıyorlardı.
Günümüz Türkiye'sinde böyle bir şey mümkün müydü?
Ama bu formül 1980 öncesinde, yani eski Türkiye'de tutmuştu...
İyi ama 1971 yılında da değiliz, 1980 yılında da değiliz...
Öte yandan polisi savcıya şikayet eden bu hokkabazlar savcıdan da okkalı bir yanıt almışlar...
Böyle bir kalkışma girişiminden sonra, böylesine rezil kepaze olunca insan ne yapar? Susar, değil mi? Susmuyorlar. Çamur atmaya devam ediyorlar...
İşin ilginç yanı çaresizlik kuyusuna düşen birileri de bunlara çanak tutuyor...
Demek ki muhalefette zavallılık ve çaresizlik dip yapmış...