Yalana şerbetli olan Avrupalılar kıtırlara sımsıkı sarılmaya bayılırlar. Sonra da bu kıtırlara dayanarak demeç verirler...
Belçika Dışişleri Bakanı Didier Reynders, "Türkiye, terörle mücadele yasasını AB değerleriyle uyumlu hale getirirse, vize kolaylığı konusunda ilerleme sağlanır" demiş.
(Bunu tercüme edelim: Türkiye, PKK'lıları ve FETÖ'cüleri serbest bırakırsa... Bir daha onlara dokunmayacağına söz verirse...)
Bu herifler yalandan ölecekler. Zira birliğe girsek bile bu hakkı bize vermeyeceklerini daha önce açık seçik söylemişlerdi.
Hadi diyelim vize kaldırıldı, hiçbir zaman bize serbest dolaşım, oturma ve çalışma hakkı vermeyecekler...
O yüzden serbest dolaşım hakkı için yaltaklanmaya, onur kırıcı aşağılamalara katlanmaya gerek yok.
Elitlerimiz, AB'ye girmeyi "istediğimiz gibi sövelim, hatta Gezi kalkışması gibi olayların fitilini ateşleyelim, memlekette iç savaş çıkarmak için elimizden geleni yapalım ama Erdoğan bizi kodese atamasın" diye istiyorlar.
Zenginlerimiz de kefere eşek yüküyle para verecek diye...
Gerçekçi olalım, dileyenin esrar içebildiği ve eşcinsellerin evlenebildiği AB'ye, Osmanlı'nın mirasçısı olan Müslüman Türkiye uyum sağlayamaz.
Milletimiz LGBT'lilerin evliliğini (ve bunların evlat edinmelerini falan) kabul edecek bir millet değildir.
Avrupa'nın değerleri bize uymaz yani.
Ayrıca Kıbrıs'ı vermeden, bağımsız bir Kürt devletine "peki" demeden bu adamlar bizi birliğe almazlar.
Ne yani topraklarımızı verip girecek miyiz?
Haliyle Türkiye Avrupalıların beklentileri doğrultusunda hareket etmeyecek, topraklarının bir kısmını da PKK, PYD ve YPG'ye vermeyecektir.
Özcesi, adama demezler mi? "Birliğin büyük ortağı İngiltere bile AB'den çıkmışken siz ne diye birliğe girmek için yırtınıyoruz"...
