Neonaziler geçen hafta İsviçre'nin Unterwasser köyünde düzenlenen bir konserde buluştular. Üstelik yetkili belediyeden resmi izin alarak.
Kötü haber tez duyulur hesabı etkinlik haberi İsviçre'de her yere yayıldı.Korku ve paniğe neden oldu. Yani İsviçrelilerin totişi tak diye üç buçuk atıverdi. Böylece dazlaklar da İsviçre'de yıllar sonra tekrar gündeme gelmiş oldular.
Belediye yetkilileri, verilen skandal izinle ilgili ''Neonazi olduklarını bilmiyorduk konser günü Almanya'dan binlerce dazlağın akın etmesiyle gerçeği anladık'' diyerek salağa yatmaya çalışsalar da kimseyi inandıramadılar.
Aslında bu Neonazilerin buluşmasını ve toplanmasını sağlayan son 20 yılın en büyük ırkçı ve faşist konseriydi. Düşünsenize tamı tamına ''6 bin dazlak'' elini kolunu sallayarak Avrupa'nın göbeğinde toplandı.
Sanırım bu konser İsviçre'nin son yıllarda Neonazilerin üssü haline geldiğini gösteren en somut olay.
''Hadi dazlaklar toplandıktan sonra durumu çaktınız. Peki ne diye müdahale etmediniz?'' diye sorunca yetkililere; ''Konser alanında 6000 dazlağa karşı hepi topu 12 polisimiz vardı'' gibi tirajı komik bir yanıt alıyorsunuz.
Kusura bakmayın ama böyle bir izni politik destek olmadan kimse veremez. Faşistlere bu toleransı kimse arkasını bir yere dayamadan gösteremez...
Konseri izleyenlerin anlatımına göre dazlaklar konser boyunca aşırı ırkçı şarkılar söylemişler ve faşist sloganlar atmışlar...
Oh ne güzel dünya!
Bunun hesabı sorulmayacak mı?
Gelin görün ki, bu haltı yiyen İsviçreliler utanmadan sözde Ermeni soykırımı sakızını çiğneyerek salya sümük ülkemize saldırmaya devam edecekler.
Kusura bakmayın ama sizler böyle bir haltı yiyerek tarihin en büyük soykırımını yapan Nazi zihniyetine hem sahip çıkmış hem de kuşaklarınızın bu zihniyette yetişmesine neden olmuş oluyorsunuz.
İsviçre bu kafayla devam edecek olursa yakın bir tarihte Neonaziler tarafından ele geçirilebilir.
Gülmeyin!
Dünya tarihi bu türlü ırkçı zihniyet tecavüzleri sonucu doğan gayrı meşru kuşakların pislikleriyle doludur...
Musul sarmalı
Musul operasyonu Türkiyesiz hız kesmeden devam ediyor.
ABD öncülüğündeki koalisyon güçlerinin karasal gücünü Şii ordusu pardon Irak ordusu ve PKK, PYD ve YPG gibi terör örgütleri oluşturuyor maşallah.
Haa bir de Irak ordusunun bağlı olduğu Irak hükümetini oluşturan 35 bakandan 18'inin ''İngiliz vatandaşı'' olduğunu düşünürsek fotoğraf iyice netleşiyor.
Ne diyelim böyle bir Irak hükümetini Allah nazarlardan korusun(!)
Eğer isterlerse kendilerine nazar boncuğu da gönderebiliriz hani.
İngiliz Kraliçesine bağlı bu kutsal Şii ordusu öncelikle Musul'un etrafını temizleyecekmiş ardından da kent merkezine girecekmiş...
Bu hıyarlara ''elleriniz dert görmesin e mi'' denmezde ne denir acaba?
Sahi Musul operasyonu ile ''DAİŞ saldırılarının azalacağı'' yalanını seslendirmiyor muydunuz siz?
Eee ne oldu şimdi?
DAİŞ, başta Kerkük olmak üzere her yerde kan kusturmaya devam ediyor.
Maşallah ''bir ayak üstünde kırk yalanın belini çok güzel büküyorsunuz!''
Türkiye'yi operasyona katmamak için kıvırmaya devam edin siz!
Şiilerle ve terör örgütlerine mensup Kürtlerle, Sünni Musul'a saldırmak için fırsat kollamaya devam edin siz!
Elbet ebenizin örekesini göreceksiniz bir gün!
Musul'un çevresindeki ateş çemberi daraldıkça ''DAİŞ terörünün daha fazla artacağını görmek için'' illede kahin olmaya gerek yok herhalde.
Sünni bir kente nasıl Şiilerle ve terörist Kürtlerle saldırırsınız!
Aklınızı peynir ekmekle mi yediniz?
Kenti Şiilere ve teröristlere teslim edebilmek için ''ya kentte soykırım yapacaksınız ya da dev mülteci akınlarına neden'' olacaksınız…
''Türkiyesiz Musul operasyonu çıkmaz sokaktır'' beyler. Bunu anlamanız için daha kaç milyon insanın vahşice katledilmesi gerekiyor! Meselenin bir yanı bu.
Meselenin diğer yanı ise; Musul'dan gelecek mültecileri hangi ülke kabul edecek ?
Zira böyle bir riski kimse göze alamaz.
Şöyle ki; DAİŞ'in mültecileri terörist devşirmede, başka ülkelere sızmada ve yataklıkta kullandığı bilinen bir gerçek.
''Hadi ya! Bunu bilmiyorduk'' diyerek boşuna eşeklik etmeyin sakın. Şu günlerde petrol cenneti Musul'a girmek için ''taze ot görmüş eşek gibi'' sevindiğinizi çok iyi biliyoruz.
Saksıyı biraz çalıştırın yahu!
Musul operasyonu nedeniyle, yıllarca DAİŞ'in denetiminde yaşayan ve onlardan bir şekilde etkilenen ''yaklaşık 1 milyon yeni mülteci'' nereye gidecek? Hangi ülkenin kapısını çalacak? Kim onları kabul edecek?
Burada zurnanın zırt dediği yer ise; bu 1 milyon mültecinin arasından hangisinin DAİŞ' li terörist, hangisinin masum Musullu olduğunu ''ayırt edebileceğiniz somut bir kriteriniz'' yok.
Yanlışlıkla, masum mülteciler yerine DAİŞ'li teröristleri mülteci olarak kabul eden ülke kendi ölüm fermanını imzalamış olmayacak mı?
Başlarına gelecekleri bilmeyen ama ''arı kovanına çomak sokmaya çalışan çocuklar'' gibisiniz.
Anlayın artık bu mevzuda ''tornistan yapma'' şansınız yok!
Bu işin tek bir çaresi var o da; Musul operasyonuna (karasal güç olarak) Türkiye'yi ve Haşdi Vatani güçlerini dahil etmek. Böylece Sünni kent halkı Cerablus'ta ve Dabık'ta olduğu gibi hem kısa zamanda teslim olacak, hem yaklaşık 1 milyon kişilik göç dalgasından dünya kurtulacak, hem de Musul köklü biçimde ve kalıcı olarak DAİŞ'li şerefsiz teröristlerden temizlenmiş olacaktır.
Demem o ki; ''Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az'' vesselam!
Tebessüm
Hasta adamın teki? akrabalarına ''Ben bak hastayım, ben hastayım, ben hastayım eğer benimle ilgilenmezseniz öleceğim'' diyormuş ama kimse dinlemiyormuş kendisini. Bakmış kimse ilgilenmiyor sonunda demiş ki, eğer ben ölürsem mezar taşıma ''Ben hastayım dedim dedim inanmadınız bak ne oldu şimdi'' diye yazın...
ABD ve koalisyon güçlerinin Musul gerçeğini anlamaları için acaba kaç yüz bin Musullunun ölmesi ve kaç milyon Musullunun göçmen statüsüne düşmesi gerekiyor...