ABD Dışişleri Bakanı Tillerson Suriye için çok açık bir şekilde dillendirdi. ABD belki de ilk kez bu kadar net ve sonuçları itibariyle desteklediği YPG'yi hayal kırıklığına uğratacak bir açıklama yaptı. Tillerson açıklamasında, Beşar Esad'ın herhangi bir rolünün olmadığı tek merkezden yönetilen bütünleşmiş bir Suriye istediklerini söyledi. Yani ABD, Suriye'de federatif bir yapı kurulmasını istemediğini açıklamış oldu. Bir yıl sonrasına düşünülen yeni anayasa ve seçimlerde Suriye'de yerel yönetimleri güçlendirilmiş şehirlerin olduğu bir üniter devlet isteğini ortaya koydu ABD. Rusya'nın, rejimin ve Türkiye'nin de isteğinin bu yönde olduğu en başından beri net. Yani Suriye'nin geleceği, federatif değil üniter bir devlet olacağa benziyor.
Üniter devlet stratejilerinin konuşulduğu iki ayrı coğrafyaya, aynı kaderi yaşıyor gibi görünen Katalonya ve Kürt Bölgesel Yönetimi'ne bakalım şimdi.
İspanya Senatosu, anayasanın 155. maddesinin uygulanması ve bölgede erken seçim yapılmasına ilişkin kararı 27 Ekim Cuma günü oylayacak.
155. madde İspanya merkezi hükümetine, Katalonya'nın özerkliğini kaldırmak ve bölgedeki kurumları kontrol altına alma hakkı veriyor. Tekrar etmenin anlamı yok. Bildiğiniz üzere Katalonya'da bağımsızlık için 1 Ekim'de bir referandum gerçekleşmişti. İspanya merkezi hükümeti bu referandumu yasa dışı ilan etmiş ve Katalonya'ya uluslararası destek gelmemişti.
Gelelim yakın zamanda Irak'ta yaşanan ve etkisi halen devam eden IKBY bağımsızlık referandumuna. Kaderini uluslararası yapıların değil, bölge ülkelerin şekillendirdiği bir süreç yaşıyor Erbil. Habur sınır kapısına birkaç gün içinde bir askeri operasyon bekleniyor. Petrol sahaları ve Kerkük-Ceyhan boru hattı Bağdat'ın kontrolüne bırakılıyor. ABD'nin YPG'ye silah taşıdığı Semalka sınır kapısı Irak ordusu ve diğer İranlı milis güçlerinin elinde. Açıkçası tablo Erbil yönetimi için pek iç açıcı görünmüyor. Irak, İran ve Türkiye'nin önümüzdeki süreçte merkezi seçimlerin yapılmasından önce veya sırasında Irak anayasasında bir değişime gitmesi artık daha sık konuşuluyor. Dün Erbil yönetiminin yaptığı, referandumun sonuçlarının dondurulması kararı kimseyi tatmin etmiş değil. Açıkçası tamamen iptal edilmesi halinde dahi ne Ankara Erbil ilişkileri ne de Bağdat Erbil ilişkileri eskisi gibi olmayacağa benziyor. Bölge ülkeleri kendi bekalarına tehdit olarak algıladıkları bu çıkışın bir daha yaşanmamasını garanti altına almak istiyorlar. Bunun yolu olarak da tıpkı Katalonya'da olduğu gibi Kürt Bölgesel Yönetiminin de özerkliğini kaybetmesiyle karşılanabileceği bir süreci beraberinde getiriyor. Abadi'nin Türkiye ziyareti öncesi ve sonrasında da tek ve bütün bir Irak vurguları da bu planın bu başkentlerde gerçekleşme iradesini gösteriyor.
Anlaşılan o ki özellikle Ortadoğu ama genelde dünya, üniter devletler çağına dönüş yapma eğiliminde. Zira her gün bir Avrupa ülkesinde bağımsızlık, özerklik tartışmaları yaşanmaya başladı bile. Buna karşın federatif merkezi hükümetlerin alacakları tedbirler bizi yeni bir sürece taşıyacak gibi görünüyor. Birlikte göreceğiz.