Birkaç zamandır dünyanın, özellikle de ABD merkezli olarak küresel vesayet odaklarının ve politika belirleyicilerinin YPG'ye yükledikleri misyonu irdelemeye çalışıyorum. DEAŞ ile YPG arasında birbirini besleyen ilişkisi sonucu, bölgenin daha "anti dindar" bir yer haline gelme stratejisi ile karşı karşıyayız. Bunun siyasi olduğu kadar sosyolojik, kültürel, ailevi birçok ayağı olduğu bir gerçektir. DEAŞ ile daha da sertleşen, yaygınlaşan ve Batı kamuoyu zihninde derinleşen "İslami terör" kavramının gideceği nokta her Müslümanın potansiyel terörist olarak kabul edildiği bir aşama olarak görülüyor. Bunun sonucunda da sadece Ortadoğu coğrafyasında değil, Avrupa ve ABD coğrafyasında da çatışmaların yaşanması kaçınılmaz bir son olacaktır. Zira Batı, henüz entegrasyon sürecini tamamlayamamış birkaç nesili barındıran hatırı sayılır bir Müslüman nüfusa sahip. Bunu başka bir yazıya bırakalım ve asıl meseleye dönelim.
YPG, modern zamanların en büyük vekalet savaşlarının yaşandığı bir coğrafyada "seküler terör örgütü" olarak bu savaşların bir parçası haline geldi çok hızlı bir şekilde. Kendinden kaynaklanan bir güç değildi bu elbette. Ne kadar kullanışlı ve kendisini kullananlara karşı ne kadar sadık olabileceğini gösterdiği ölçüde hemen desteklendi. Sonrasında dünyanın radikal silahlı sol örgütleri YPG bünyesinde toplanmaya başladılar. Birkaç kez değindim ancak tekrar yazmakta fayda görüyorum. Bunlardan bir kaçı şöyle. United Freedom Forces (Birleşik Özgürlük Güçleri)- İspanya iç savaşında faaliyet gösteren Uluslararası Tugay adlı örgüt tarafından 2014 yılında Kobani'de sosyalist devrim amacıyla kuruldu. Reconstrucción Comunista; yine İspanya'dan Marksit-Leninist bir örgüt. Revolutionary Union for Internationalist Solidarity (Uluslararsı Dayanışma için Devrimci Birlik) Yunanistan orjinli bir anarko ko-münist örgüt. 2015 yılından beri Suriye'de savaşıyor. Bob Crow Brigade (Bob Crow Tugayı); adını İngiltereli sosyalist bir sendika liderinden alan bu örgüt, Birleşik Krallık ve İrlanda orjinli. Henri Krasucki Brigade (Henri Krasucki Tugayı); bu örgüt de Fransız sendika lideri Henri Krasucki'den adını alan Fransa orjinli sosyalist bir örgüt. Son iki örgüt İngiltere ve Fransa'da bildiğiniz sendika faaliyetleri de yürütüyorlar. International Revolutionary People's Guerrilla Forces (Uluslararası Devrimci Halk Gerilla Güçleri); bu örgüt Mart 2017'de kuruluşunu açıkladı. Kuruluş amacı tüm dünyadaki anarşistleri bünyesinde barındırmak ve Suriye-Rojava bölgesinde devrim yaparak anarşizmin yayılmasını sağlamak. The Queer Insurrection and Liberation Army; Temmuz 2017'de kuruluşunu ilan eden bu örgüt LGBT bireylerinin haklarını savunmak için YPG bünyesinde. Savaşmaktan ziyade YPG'ye uluslararası alanda büyük destek gelmesini sağlamaya yönelik bir amacı var.
Bunun yanında YPG'nin esas merkezi olan PKK da Türkiye'de etkinliğini korumaya çalışan bir terör örgütü. Bu örgüt de tüm Müslüman coğrafyayı etkileyebilen, yönlendirebilen bir ülkenin yani Türkiye'nin içerisinde tutunmaya terör saldırıları ile güç kazanmaya çalışıyor. Elbette yine tek başına değil. PKK da tıpkı Suriye'de YPG'nin yaptığı gibi Türkiye'deki radikal silahlı sol örgütlerin toplanma yeri haline getirildi. Mart 2016'da ilan ettikleri "Halkların Birleşik Devrim Hareketi" şu terör örgütlerinden oluşuyordu: PKK, MLKP, TKP/ML, THKP-C/MLSPB, MKP, TKEP-LENİNİST, TİKB, DKP, Devrimci Karargâh, Proleter Devrimciler Koordinasyonu.
Tabloyu önümüze bu bağlamda koyduğumuzda; Ortadoğu'yu şekillendirmek, kontrol altında tutmak, istedikleri ölçüde kaynaklarına ulaşabilmek ve Müslümanların demokrasi ile birlikte yaşamalarına izin vermemek için PKK merkezli sol terör örgütler çok açık bir şekilde bir araya getiriliyor ve destekleniyor. Bu desteğin bir parçasının da, PKK'nın katliamlarına sahici tepki veremeyen ve HDP'leşen bir CHP olduğu gerçeğiyle karşılaşıyoruz. Anlaşılan o ki, HDP'nin etkisizleşmesi CHP'ye yeni bir misyon daha yükledi. HDP'lilerden duymaya alışık olduğumuz söylemleri dillendirdiklerine göre bu misyonu çabucak kabullendiler. CHP'lilerin PKK ve YPG'nin çatısı altındaki sol örgüt üyelerinin bazılarının cenazelerinde göz yaşı dökmesi artık yadırgamadığımız, normalleşen bir durum haline geldi maalesef. CHP'nin bu örgütlere karşı yaklaşımını daha fazla konu edinmemiz gerekebilir. Zira PKK-HDP ilişkisine benzer bir ilişki, bu sol örgütler nedeniyle CHP-YPG/PKK arasında gelişiyor gibi. Umarım CHP seçmeni bu tehlikeli gidişatın farkındadır.